Alıcı Ve Verici İçin Risk Ve Faydası
Hiç şüphesiz son dönem böbrek hastaları için böbrek nakli, en iyi tedavi yöntemidir. Diyaliz yöntemleri (hemodiyaliz veya periton diyalizi) en iyi şartlarda sağlıklı bir insanın iki böbreğinin yaptığı işin %5'ini yapabilir. Başarıyla nakledilen böbrek ise bunun 10 katını (sağlıklı bir insanın her iki böbreğinin yaptığı işin %50'si) sağlar.
Nakil hastalarının çoğu kendilerini diyalizde olduklarından çok daha enerjik ve iyi hissederler. Birçoğu daha önce yapamadığı işini yapabilecek hale gelirken, iş bulma şansları da diyaliz hastalarına göre daha yüksek olmaktadır. Çoğunun, diyaliz dönemine oranla cinsel hayatında belirgin düzelme görülür, bayan hastalar daha kolay hamile kalabilip sağlıklı çocuklar dünyaya getirirler.
VERİCİ OLMANIN FAYDALARI NELERDİR?
Vericinin aileden herhangi birini sağlığına kavuşturma şansı vardır. Çocuğunuz yada kardeşinizin ateşli bir hastalık geçirmesi bile evinizin tüm sosyal yaşamını etkilemektedir. Hastaneye kontrole götürülmesi, tetkiklerin yapılması, ilaçların alınması, gece ateşinin takip edilmesi ve gündüz yine günlük işlerinizi yapma zorunluluğu vardır. Kardeşinizin, çocuğunuzun yada eşinizin haftada 3 kere hemodiyalize girmesi yada günde 4 kez periton değişimi yapması , ara ara rahatsızlanması ve zaman içinde bunların sıklığı ve şiddetinin artması bunlara bağlı olarak da sağlığının ve psikolojisinin bozulduğunu görmek tüm aile bireyleri için yıpratıcıdır. Vericinin, hastanın ve ailenin yaşamını rahata kavuşturma şansı vardır.
VERİCİ OLMANIN RİSKLERİ NEDİR?
Canlı verici adayı belirlendiği andan itibaren organ nakil merkezi için önemli olan kişi daima vericidir. Alıcı hastadır, buradaki amaç ailede iki hasta değil, sağlıklı iki birey yaratmaktır. Vericiye tüm tıbbi testler ayrıntılı olarak yapıldıktan sonra son karar tüm hekimlerin (Nefrolog, Cerrah, Organ Nakil Koordinatörü, Radyalog, Psikolog vb.) bulunduğu bir konsey tarafından verilir. Verici olma yada olamama kararını bir hekim tek başına veremez.
Her ameliyatta olduğu gibi böbrek vericisi olmanın da ameliyat riskleri vardır. Bu yüzden hiç kimse ameliyatın %100 başarılı olacağını garanti edemez. Bu ameliyatta ölüm riski 3.000'de 1 'dir. %5 yara yeri enfeksiyonu ve %4 idrar yolu enfeksiyonu riski vardır. Bu riskler herhangi bir batın ( karın: apendisit, safra kesesi ameliyatı vb.) ameliyatındakinin aynısıdır. Bu riskleri en aza indirmek için ameliyat öncesi tüm testler ayrıntılı olarak yapılır.
Ameliyattan sonraki birkaç gün ağrı olur. Verici yapılan ameliyat prosedürüne göre değişmekle birlikte ameliyatın 3-5 gün sonrasında hastaneden taburcu edilir. Vericilerin hafifte olsa %4'ünde 1 yıl sonra ameliyat yerinde ağrı olabilir. Ameliyattan 2 ay sonra ağır kaldırmak dahil daha önce yaptığı tüm işleri aynı şekilde yapabilir.
Ameliyattan aylar yada yıllar sonra vericinin tansiyonunda bir miktar yükselme olabilir. Bu yükselme nakil öncesi tüm testler yapıldığı zaman toplumdaki tansiyon yükselmesi ile aynı orandadır. Toplumdaki diğer bireyler gibi düzenli kontroller ile sağlıklı bir yaşam sürmek mümkündür.Her böbrek naklinden sonra böbreğin hiç çalışmama veya bir süre sonra kaybedilme riski vardır. Ancak 1 yılda diyalize giren hastaların %8–10'u hayatını kaybederken, nakil hastalarında bu oran %1-2'dir. Unutulmaması gereken önemli bir nokta hastaların ikinci, üçüncü nakil şansları daima vardır.
ALICI OLMANIN FAYDALARI NEDİR?
Yaşamını sürdürebilmek için bir kişinin diyaliz makinesine bağlı olması yaşam kalitesini son derece kötü etkiler. SAPD (Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi) hastaları bazı konularda daha özgür olsalar da diyaliz, hasta ve yakınlarının günlük yaşantısını olumsuz etkileyen bir faktördür.Hemodiyaliz hastasının kadavra böbrek listesinde beklerken Hepatit B veya C'ye (sarılığa) yakalanma, periton diyalizi hastasının peritonite yakalanma riski vardır.Diyaliz süresi uzadığı zaman kalp sorunları ve dolaşım bozuklukları artmaktadır. Bu sorunlar bazen hastanın nakil şansını bir süre yada tamamen ortadan kaldırabilmektedir. Belli bir süre sonra hasta nakil bile olsa hepatit, kalp yada dolaşım sorunlarının geri dönme şansı ortadan kalkmaktadır. Son Dönem Böbrek Yetmezliği tanısı konulduktan en kısa süre (erken tanı konulan hastalarda diyalize başlamadan once) sonra yapılacak nakil tüm bu sorunları ortadan kaldırabilir.Nakil olan hastaların %80'i eski işlerini sürdürmektedir. Nakil olan özellikle genç hastalar çalışabilmekte, evlenebilmekte ve çocuk (hem kadın hem de erkek hastalar) sahibi olabilmektedir. Hastanın yaşam ömrü ortalama üç kat uzamaktadır. Ayrıca nakilden sonra takılan böbrek fonksiyonlarını kaybetse bile hastanın hem tekrar diyalize dönebilme hem de ikinci defa nakil olabilme şansı vardır. Oysa diyaliz hastalarında böyle bir ikinci şans yoktur. Yeni diyaliz yöntemleri eskiye göre çok daha kaliteli olmasına rağmen yukarıda bahsedilen diğer sorunlardan dolayı diyaliz süresi uzadıkça yaşam kalitesi kötüleşmekte, yaşam ömrü kısalmakta ve nakil şansı düşmektedir.
ALICI OLMANIN RİSKLERİ NEDİR?
Her ameliyat daima bir risktir. Canlı vericili nakillerde tüm hazırlıkları yapmak için yeterli süre olduğu için ölüm riski binde 2–3' tür. Böbreğin nakil sonrası hiç çalışmama yada bir süre sonra fonksiyonunu kaybetme riski her zaman vardır. Canlı vericili nakillerde bu risk kadavra vericili nakillere göre çok daha düşüktür. Alıcılarda da vericilerde olduğu gibi psikolojik sorunlar olabilir. Vericiye karşı borçlu olma yada suçluluk duygusu gelişebilir. Aile içinde yardımlaşma ve destek ile bu sorun kısa sürede çözülebilir.Alıcılardaki en büyük endişe böbreğin bir süre sonra fonksiyonunu kaybedip tekrar diyalize dönme korkusudur. Böyle bir durumda organ nakil merkezi aracılığı ile mutlaka bir psikiyatristten destek almak gerekir. Ancak unutulmaması gereken nokta kendileri nasıl sağlıklı iken böbrek yetmezliği hastası oldularsa bu riskler herkes için vardır. Bu konuyu sorun yapmak hem alıcı hem de verici için sağlıklı olarak yaşanacak hayatı diyalizden daha zor bir yaşam şekline dönüştürmektedir.
bobreknakli