GÖZLERİN BİR BUĞUNUN DANSINDAKİ BEYAZ KIYIM
Daha vardı anlatılmaya yüz tutan kelimelerin cümlelere isyanı. Balkon demirine tutunmuştu direnmek için hayata, oysa ne kadar neşeliydi ve aldırmasız savurgan bakışları vardı.
Bizim mahalledeydi, kısacık boyu adeta o güzel yüzüne yansımıştı. Benim yaşlarda iri gözleri ince parmakları dikkatimi çekmişti. Oysa bizim mahalle memur kesiminin sadece bir kaç sene kalıp uçtuğu bir yerdi... Kimleri tanımış, kimlerle arkadaşlık yapmıştım. Boyumun uzunluğunda kısa kalan erkek ve kız arkadaşlarımla dalga geçişim, küfürlerim, kavgalarım ve onlardan farklı oluşumdu ayrı kılan...
Adını sonradan öğrendiğim, tanışmak için can attığım... Adı Arastı... Ziraat Mühendisiydi, sabahın erken saatlerinde kalkardım sohbetinde uyanabilmek için. Tiz bir sesi vardı iç yakan... Her şeyiydi mesleği, dışarıda okumuşluğun bir bilgiçliği ve araştırma başarma duygusuyla yaşıyordu anlattıklarında. Ben adeta eziliyordum. Çünkü gidilesi, para kazanılası bir yerdi benim için işyerim ve mesleğim...
Paylaşılanlar, saatler ve vakitler... Herşeyiyle bir bütün olabilmiştik uzun ve kısa boylarımızı birleştirerek. Kavgacı biri gitmişti adeta, benimde annemden başka birine anlatabileceklerim olduğu için şanslı hissediyordum kendimi...
Sonrasında meşgul telefonlar, ertelemeler, geç gelmeler... ÜZÜLÜYORDUM. O gülümsemesiyle mahalleye girerken siyah hayli uzun dalgalı saçlarını başından dökülürcesine taşıyordu. Asaletin en güzeliydi gözlerine çektiği siyahımsı sürme...
EN güzel cümlesiydi rehber edindiğim ''Gözlerin bir buğunun dansındaki beyaz kıyım ''...Ne çok bakmıştım aynaya göremeden sadece hissederek. Uzaklaşmıştık, artık anlatmıyordu, gülümsemeleri başkasına ait gibi gülüyordu. Ben o gülüşleri yıkıyordum üzüntülerimde. Oysa onun uzaklığında mutlu olmam gerekirken ben ellerimin arasında başımın keskin ağrısıyla bağırmak istiyordum.
Aras... B-e-y-a-z Kıyımın tepesindeydi. Ben hep ondaydım. Aşık olduğu perçemin dayanılmaz, aynı şehrin can alıcı soluğundaydım fark edilmeden... O başka bir eli tutup başka bir kulağa şarkılar, şiirler okuyordu... Ben sevdamın arka sokağında özlemekle yetiniyordum...
Suskunluğun kadersiz vefasında, çözümsüz kalbimin yüzüne vurduğu ışıltıda...Şimdi anlıyordum kaybetmeden önce fark edilmeyi beklemeyen bir AŞK'ın ait olduğu yeri...Bağırmak ne mümkün , gelinmesi mümkün olmayan çıkmaz sokakta.
Yine uykular kaçtı perdeler arasından. Ölümüm benim en büyük aşkım içtiğim iki bardak arkası...
''sensiz kötüyüm beterim
Çıkmaz sokağın biriyim
Öksüz kaldım yetimim de...'' alıntı