Selim Sesler Kalbini Artık Cebinde Taşıyor

[melleseferi]

Selim Sesler’in (55) kalple ilgili sorunları yedi yıl önce geçirdiği bir kalp spazmıyla başladı. Önce stent, üç yıl önce de kalp pili takıldı. Geçen yıl ağustos ayında Almanya’da verdiği beş konserin ardından tam da iki albümlük anlaşma imzaladığı gün aniden fenalaştı. Hiç evine gidemeden yedi ayda, tam üç hastane dolaştı. Yoğun bakımda tedavi gördü. Kalbi artık iş görmüyordu, acil kalp bekleme listesine alındı. Malum kalp, yedeği olan bir organ değil. Böbrek, karaciğer gibi canlıdan alınamıyor. Tek seçenek vardı, o da ‘şimdilik’. Geçici çözüm olarak yapay kalp takıldı. Sesler’in asıl beklentisi yeni bir kalp bulunması.
 
BEN HEP HAZIRIM
 
Geçtiğimiz şubattan beri dünyanın en küçük yapay kalbiyle yaşayan Sesler, “Aylarca yataktan kalkamadım. Şimdi Balat, Sarayburnu’nda yürüyüşler yapıyorum. 5 kilo aldım. Daha iyiyim ama biliyorum kalp pompası geçici. Bana uygun bir kalp bulunmasını bekliyorum. Eskiden yurtdışına bile konserlere giderdim. Şimdi evden uzaklaşamıyorum. Kalp takıldığı zaman yeniden özgür olacağım. Şimdi sadece pompanın sesini duyuyorum. Kalp atışı duymayı özledim” diyor.
 
Sesler’in Roman dostları da konuya dikkat çekmek için geçen hafta sonu Beyoğlu Galatasaray’da bir gösteri yaptı. Sesler ruh halini, “Büyük heyecan içindeyim. Biliyorum ki her an kalp bulunabilir. Şimdi sizle konuşurken bile ‘kalp çıktı, gel’ diye arayabilirler. Ben zaten hep hazırım” sözleriyle özetliyor. Hastaneden iki kez kalp nakli için acil çağrılmış. Ancak yapılan daha ileri tetkiklerde bunların kendisine uymadığının anlaşılmış: “Uymadı dendiğinde insan tabii ki üzülüyor. Hayal kırıklığı büyük oluyor. Ben çok umutluyum. Üçüncü kez hastaneye çağrıldığımda inşallah ‘uydu’ denecek, yeni kalp takılacak. Nakil olmak, yaşamak demek. Yeniden sahnelere, konserlere dönmek, CD çıkarmak istiyorum. Doktorum Prof. Dr. Süha Küçükaksu ‘Sana genç kalp takacağız’ diyor. Bense bir an önce sağlığıma kavuşmak istiyorum. Bütün dostlara sesleniyorum, benim gibi çok organ bekleyen var, duyarlı olsunlar. Yakınlarını toprağa gömmesinler, başka hayatlar kurtarsınlar. Böylece sevdiklerini de başka bedenlerde yaşatabilirler.”
 
11.08.2012 – Hürriyet