Hoşgeldiniz
Ziyaretçi
. Lütfen
giriş yapın
veya
kayıt olun
.
1 Saat
1 Gün
1 Hafta
1 Ay
Her zaman
Kullanıcı adınızı, şifrenizi ve aktif kalma süresini giriniz
Ana Sayfa
Forum
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Biz de Varız
»
HABER MERKEZİ
»
HABER MERKEZİ
»
RÖPORTAJ İÇİMİZDEN BİRİ BAŞARI HİKAYELERİ
»
O, Başarıya Doymayan Bir Yüzücü
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88
« önceki
sonraki »
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Aşağı git
Gönderen
Konu: O, Başarıya Doymayan Bir Yüzücü (Okunma sayısı 7111 defa)
melleseferi
öMeR
Administrator
Hero Member
İleti: 20677
SiTe YöNeTiCiSi
O, Başarıya Doymayan Bir Yüzücü
«
:
Eylül 01, 2012, 12:30:54 ÖS »
Doğuştan iki bacağı ve el parmakları olmayan 21 yaşındaki Berk Kamanlı emin olun çevrenizde gördüğünüz pek çok kişiden daha cesur bir yüreğe, mücadeleci bir ruha sahip. O çoktan engelleri aşmış, etrafına neşe saçıyor, kendiyle barışık. Kendinden emin ve yolunda sağlam adımlarla ilerliyor. “Kızlar beni tavlar, ben onların peşinde koşmam” şeklinde espriler yapmayı da ihmal etmiyor. İki bacağı olmadığı halde 9 kiloluk protezleriyle koltuk değneksiz yürüyebilen Berk Kamanlı’nın öyküsü gerçek bir azim hikayesi.
Doğduğu zaman ailesi onu terk ettiği için 2 yıl Çocuk Esirgeme Kurumu’nda kalan ve koruyucu ailesi sayesinde yeni bir hayata başlayan yakışıklı genç, doktorunun ve annesinin teşvikiyle başladığı yüzme sporunda başarılara doymuyor. Geçtiğimiz hafta İstanbul Boğazı’nı bir çırpıda geçen Berk Kamanlı’nın yeni hedefi olimpiyatlar. Aradığı desteği bulursa bu hiç de uzak gibi görünmüyor...
Yüzmeye nasıl başladınız?
Çok hatırlayamıyorum ama 5-6 yaşlarındaydım. Ailemin ve doktorumun teşvikiyle başladım. Annem zaten sürekli beni doktora götürürdü. Protez kullanabileceğimi öğrendiğimizde doktorum kaslarımın gelişmesi için yüzmeye başlamamı önerdi. Ve böylece yüzmeye başladım.
Sonuçta engelliydiniz ve çocuktunuz, zorlandınız mı, “Beceremem” dediniz mi?
Her çocuk gibi kolluk ve simitle başladım ama çok zorlanmadım. Herkesin doğasında yüzmek ve yüzme yeteneği var. Hiçbir şekilde ne korktum ne de endişe duydum. Ama istedikten sonra herkes başarabilir.
O zamanlar yüzücü olmak gibi bir hedefiniz var mıydı?
Yoktu tabii. Resmi anlamda 1999 yılında antrenörlerin beni görmesiyle keşfedildim. Zaten sonra Türkiye Şampiyonaları’na katıldım. Milli takim sporcusu oldum, uluslararası Avrupa şampiyonalarına katıldım. Hala da devam ediyorum.
Yüzerken ne hissediyorsunuz?
Spor yapmak başlı başına süper bir duygu ama yüzmek bambaşka. Yürürken, merdiven çıkarken kendi başıma oluyorum. Benim için çok engel teşkil etmiyor ama sonuçta yine de zorlukları oluyor. Ama yüzerken tamamen özgürüm. Kendimle baş başayım. Tek başıma hareket ediyorum. Yalnızlık var ama bu en güzeli, kafamı dinliyorum. Ayrıca yüzme beni hem sosyal anlamda hem de fiziksel anlamda çok geliştirdi. Sağlığım da iyi gidiyor. Kilomu koruyorum, yürürken, otururken fiziksel anlamda zorlanma yaşamıyorum. Birçok insandan daha sağlıklıyım. Yüzme diğerlerine göre çok daha avantajlı bir fizik sağlıyor.
Hayatınızın bir döneminde isyan ettiğiniz, dibe vurduğunuz oldu mu?
Hiç neden ben diye sormadınız mı? Sormadım aslında. Ben hep ne yapmam gerektiğini sordum kendime. Ona yönelik çaba harcadım. Evde olsam kendi kendimi sorgulayacaktım, belki isyan edecektim. Bir uğraşınız olduğu zaman kendinizi tamamen ona veriyorsunuz. Özellikle engelli arkadaşların hem fiziksel hem de sosyal gelişimi için spor çok gerekli.
Hiç mi küsmediniz hayata?
Küssem burada olur muydum! Mutlaka oluyor ama bir anlık. Sonra kendime geliyorum. Sürekli olursa zaten hayat durur.
Pek çok engelli tanıyorum, hepsi hayatlarının bir döneminde hayata küstü ama sonradan toparlamayı başardı.
İniş çıkışlar mutlaka oluyor ama her zaman zirveye çıkmak lazım.
Hiç isyan etmemenizin nedeni engelinizin doğuştan olmasından kaynaklanabilir mi?
Aslında sonradan engelli olanlar biraz daha takıntılı oluyor. Ben doğduğumda böyleydim. Bu yüzden böyle yaşamaya alıştım. Daha rahatım.
Koruyucu ailede büyümüşsünüz, doğru mu?
Evet. Onlar benim ailem. Öz ya da koruyucu hiç fark etmiyor.
Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Tek çocuktum, annem zaten çocuk gelişimi uzmanı. Bu yüzden çok bilinçli bir anne. Babamsa memur. Sürekli bir aradaydık.
Bu kadar güçlü olmanızda ailenizin etkisi büyük...
Herkesin ailesi kendi için önemlidir ama benim ailem daha da önemli. Annem bacaklarıma protez takılabileceğini öğrendiğinde hemen araştırmalara başladı. Doktorla konuştu, yüzme kursuna kaydımı yaptırdı. Normalde iki bacağı da protez olup koltuk değneksiz yürüyebilen insan sayısı çok azdır. Ben kaslarım güçlü olduğu için yürüyebiliyorum. Bunu da anneme borçluyum. Sonuçta onun gayreti ve mücadelesiyle bunu başardım. Kaslarım güçlenirken ben de güçlendim. Yaşam mücadelem de güçlendi. Hayatımda hiç koltuk değneği kullanmadım, kullanmam da. Benim yüzdüğüm havuzun suyu annemin alın teriyle doldu. Sonuçta çocuktum. Elbette kursa hoplaya zıplaya gitmiyordum. Yataktan kalkmak istemezdim.
Aslında sadece siz değil aileniz de epey zorluk çekmiş. Hatta sizden de fazla diyebiliriz...
Evet, hiç unutamadığım bir anım var: Annemle birlikte yürüyebileceğimi öğrendiğimiz zaman beni denize götürdü. Bütün gün insanları izledim, kendime baktım, onlara baktım. Annem bana “Sen de onlar gibi yürümek ister misin?” diye sordu. Ben de “İsterim” diye cevap verdim. Önce benim fikrimi sordu. Sonra beni doktora götürdü. Dizden itibaren bacaklarım kesilecek, sonra protez takılacaktı. 3 ay içinde yürüyebileceğimi söylediler. Bacaklar kesilince hastaneyi inlettiğimi hatırlıyorum.
İlk yürüdüğünüz zamanı hatırlıyor musunuz?
Elbette, ameliyattan sonra yaralarım iyileşmeye başladı, protezler takıldı. O zamanlar Süpermen çok popülerdi, hiç unutmuyorum annem bana Süpermen pelerini almıştı. “Benim oğlum Süpermen gibi yürüyecek, uçacak” demişti. Protezlerle yürüdüğünüz zaman değil de dönüş yapabildiğiniz zaman yürüdünüz sayılıyor. Doktorlar 3 ayda ancak yapabileceğimi söylediler. Çalışmaktan bacaklarım yara olmuştu, “Süpermenim, yürüyeceğim” derken birkaç hafta içinde yürümeye başladım. Herkes çok şaşırdı.
Kendi kendinize ihtiyaçlarınızı karşılayabiliyor musunuz?
Kendimi bildim bileli işlerimi kendim hallederim. Evde yalnızken de asla aç kalmam. Yemeğimi yer, bulaşıklarımı yıkar, evi derler toplarım. Annem bana tek başıma da yaşayabilmeyi öğretti.
Kızlar beni tavlamaya çalışır
Çocukken diğer çocuklardan farklı olduğunuzu gördüğünüzde neler hissettiniz?
Sonuçta arkadaşlarımın hepsi farklı bir fiziksel yapıya sahipti. Bu yüzden beni merak ediyorlardı. Olumlu ya da olumsuz tepki veriyorlardı. Okula alınırken bile zorluk yaşadım. Okul yönetimi “Normallerin arasında olmaz, uyum sağlayamaz” dedi. Pek çok sıkıntı yaşadık ama üstesinden gelmeyi başardık. Zaten kendi açımdan bir zorluk var, üstüne bir zorluk yani asıl engeli onlar koydular.
Okula giderken protezleriniz var mıydı?
Evet vardı, koşuyordum, top bile oynuyordum. Arkadaşlarımla iyi bir iletişim kurmuştum.
Aslında çocuklar bu konularda acımasız olurlar...
Tabii tabii çocukken canım çok yandı. Ama olgunlaştık sonuçta. Kendi kendime bir çözüm bulmuştum. Onlar sürekli ayakta, ben oturuyordum, bazen ayaklarından tutup çekerdim, onları da benimle aynı seviyeye getirirdim. Yüzmeden dolayı kaslarım güçlü olduğu için her zaman yaşıtlarıma göre avantajlıydım. Kavgada çok arkadaş kurtardığım, kavganın içinden çekip aldığım olmuştur.
Peki kızlarla ilişkileriniz nasıl? Onlarla iletişim kurmakta zorluk yaşıyor musunuz?
Kızlar başlı başına sorun. Onlardan çektiğim kadar hiçbir şeyden çekmedim. İlk aşkınızı hatırlıyor musunuz? Valla çok aşık oldum, bilmiyorum. Şu anda kız arkadaşınız var mı? Şu anda yok ama genelde ben kimseyi tavlamaya çalışmam. Tam tersine beni tavlarlar. Yabancı pek çok kız arkadaşım oldu.
Engelinizle ilgili sorun yaşadınız mı?
Sonuçta aşk karşılıklı bir şey. Şimdiye kadarki kız arkadaşlarımın içinde fiziksel engelimle ilgili bir sorun yaşamadım. Benim için her zaman iç güzellik önemli. Ben böyle aşklar yaşadım. Şimdiki jenerasyon gerçi bunları pek önemsemiyor ama benim için önemli. Bana da böyle düşünen kızlar geldi.
Sonuçta ayrıldınız ki şu anda kız arkadaşınız yok. Neden?
Şiddetli geçimsizlik. (Gülüyor)
Hedefim olimpiyatlarda madalya kazanmak >
Siz spor meslek yüksek okulunda okuyan ilk engelli öğrencisiniz, hedefleriniz ne?
Son sınıftayım, seneye mezun olacağım. Şu anda bir arkadaşıma antrenörlük yapıyorum. Hamit Demir. Fiziksel olarak engelli ama hayata sporla tutunmuş. Lise öğrencisi, dersleri çok iyi. Futbol oynuyor, yüzüyor. Hiç yüzme bilmiyordu, şu anda çok iyi yüzüyor. Milli takıma hak kazanma safhasına gelecek kadar iyi yüzüyor.
Engellilerle ilgili yapmak istediğiniz çalışmalar var mı?
Daha başlangıçtayım aslında. Öncelikle diplomamı alayım, ondan sonra çalışmalara başlayacağım. Önce hayata tutunmalarını, engelleri aşmalarını sağlamayı amaçlıyorum. Sonra bunu başkalarına gösterecekler. İlk hedefim bu. Çalışmalara devam edeceğim.
Şimdiye kadar en mutlu olduğunuz nokta neydi?
Çanakkale Boğazı’nı yüzerek 5 kez geçtim. İstanbul Boğazı’nı geçtim. Yurt dışında yarıştım. Uluslararası pek çok yarışmada dereceler aldım. Ama benim için en büyük başarı Avrupa Şampiyonası’ydı. İkincilik, üçüncülük şampiyonaları aldıktan sonra çok heyecanlanmıştım. Yeni hedefim olimpiyatlar.
Bildiğim kadarıyla bu işler biraz da sponsor desteğiyle yürüyor...
Evet, ben bir şekilde özel yarışlarda elimden geleni yaptım. Kendi çabalarımla buralara kadar gelebildiğim için bir yerlerde takıldım. En büyük hedefim olimpiyatlarda ve Avrupa Şampiyonası’nda kürsüye çıkmak. Bu yüzden desteğe ihtiyacım var.
yasadikca.com Röportaj: Eylem Keskin 25.07.2010
Kayıtlı
>>>>>>>>>>
bizdevariz.NET
<<<<<<<<<
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Yukarı git
« önceki
sonraki »
Biz de Varız
»
HABER MERKEZİ
»
HABER MERKEZİ
»
RÖPORTAJ İÇİMİZDEN BİRİ BAŞARI HİKAYELERİ
»
O, Başarıya Doymayan Bir Yüzücü