Hoşgeldiniz
Ziyaretçi
. Lütfen
giriş yapın
veya
kayıt olun
.
1 Saat
1 Gün
1 Hafta
1 Ay
Her zaman
Kullanıcı adınızı, şifrenizi ve aktif kalma süresini giriniz
Ana Sayfa
Forum
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Biz de Varız
»
HABER MERKEZİ
»
HABER MERKEZİ
»
RÖPORTAJ İÇİMİZDEN BİRİ BAŞARI HİKAYELERİ
»
Oyuncu Gürbüz: Beş Ay Yatalak Olarak Yaşadım
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88
« önceki
sonraki »
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Aşağı git
Gönderen
Konu: Oyuncu Gürbüz: Beş Ay Yatalak Olarak Yaşadım (Okunma sayısı 2590 defa)
melleseferi
öMeR
Administrator
Hero Member
İleti: 20677
SiTe YöNeTiCiSi
Oyuncu Gürbüz: Beş Ay Yatalak Olarak Yaşadım
«
:
Eylül 01, 2012, 10:34:48 ÖÖ »
Biz onu Bir Bulut Olsam‘ın Asiye’si ve Yahşi Cazibe’nin Cazibe’si olarak tanıyoruz. Çocukluğundan beri oyuncu olmak isteyen ama uzun süre buna cesaret edemeyen Aslıhan Gürbüz, sonunda konservatuvarda okumuş ama geçirdiği kaza yüzünden hiç tiyatro yapamamış.
Aslıhan Gürbüz ismi belki ilk anda tanıdık gelmeyebilir. Ama size “Yahşi Cazibe’nin, yüzümüzü gülümseten Azericesiyle ekranların yeni güzeli Cazibe,” dersem birçok kişi anımsayacaktır. 27 yaşındaki Aslıhan Gürbüz ekranlarda, ikinci uzun soluklu projesiyle yer alıyor. Gani Müjde’nin yazdığı Yahşi Cazibe’de, Azerbaycan’da annesi ölen, oradaki evini satıp hiç bilmediğiTürkiye’ye yerleşen bir Azeri kızını canlandırıyor.
İşin içinde büyük oranda komedi, zaman zaman aşk ve heyecan da var. İzleyiciyi ekran başına toplayan projenin yeni ve parlak yüzü Cazibe, izleyenler için dobra, sevimli ve güzel bir kız. Ama Aslıhan Gürbüz, Cazibe kadar konuşkan değil. Biraz daha çekingen gibi... Konvervatuvar mezunu olan Gürbüz’le kendini anlatacağı, kendi gibi görüneceği bir röportaj yapmak istedik.
- Oyunculuk, çocukluk hayaliniz miydi?
- Evet, kendimi bildiğimden beri oyuncu olup Devlet Tiyatrosu’nda sahneye çıkma hayalim vardı. Çocukluğum bu hayalle geçti ama harekete geçme cesaretini bir türlü bulamadım.
- Aileniz bunu destekliyor muydu?
- Kesinlikle desteklediler. Annem de babam da bu konuda çok destek oldu bana. Asla bir engellemeyle karşılaşmadım. Sahip olduğum için hep şükrettiğim bir ailem var. Lise yıllarımda tiyatroyla hiç ilgilenmedim ama çok aktiftim. Resim yapıyordum, şiir okuyordum.
- Nerede büyüdünüz siz?
- Bursa İnegöl’de büyüdüm.
- Nasıl bir yerdi İnegöl? Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
- Küçük bir ilçe. Biz 22 yıl önce gittğimizde daha da küçük bir yerdi. Ormanın içinde büyüdüm diyebilirim. Dolayısıyla gayet keyifli bir çocukluk geçirdim. Babam işçiydi, o nedenle oraya gitmemiz gerekti. Ben beş yaşıma gelene kadar İstanbul’da yaşadık. Sonra İnegöl’e gittik, babamın işi nedeniyle. Adaptasyon süreci biraz sıkıntılı olmuştu ama İstanbul’da yaşayan çocuklardan çok daha özgür ve rahat koşullarda büyüdüm.
- Sonra yine bir büyük şehirde değil de, Konya Selçuk Üniversitesi’nde devam etmiş hayat sanırım...
- Meslek lisesi çıkışlıyım. Lise döneminde de tiyatroyu çok istememe rağmen cesaret edemedim. İki yıl sonra yetenek sınavlarına girdim ve Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro bölümünü kazandım, birincilikle mezun oldum... Evet oranında İnegöl’den bir farkı yoktu. Selçuk Üniversitesi’nin konservatuvarı Bozkurt Kuruç ekolünden gelir, çok iyi hocalarımız vardı.
- Konservatuvarlıların tiyatro yapma ideali vardır. Siz niye hiç tiyatro oyununda rol almadan dizi sektörüne girdiniz. Nasıl oldu bu?
- Evet aslında böyle bir süreç oluyor. Dizilerde rol almak benim de aklımda yoktu. Son sınıfta bir trafik kazası geçirdim. Hem hayata bakış açım değişti hem de o dönemde tiyatro için mevcut olması gereken hareket imkânım kısıtlandığı için televizyonu değerlendirdim. Ve bu oyunculuk tarzını da çok sevdim.
- Nasıl bir kazaydı?
- Son sınıfta okurken bir trafik kazası geçirdim. Arabanın içindeyken, arka koltuktan öne savruldum. Bir minibüs yandan girdi arabaya. Beş ay yatalak yaşadım. Sakatlık döneminde insanın hayata bakış açısı da değişiyor. Tiyatro için gerekli olan gücü, devinimi bulamadım. Vücut çünkü eskisi kadar rahat olamıyor. Esneklik sağlanamıyor. Ben köprücük kemiğimi kırmıştım. Böyle bir dönemde dizi fırsatı karşıma çıktı. O fırsatı değerlendirdim ve bir dizide oynadım. Sonra da sevdim.
Gülmeye hepimizin ihtiyacı var
- Aşka dönüşen zorlama bir evillik söz konusu dizide, bundan sonra neler olacak?
-Buna Gani Müjde karar verecek...
-Son dönemde komedi dizisi yapma furyası başladı. İnsanlar artık dramdan sıkıldı ve gülmek mi istiyor?
- İzleyici genelde dramda başka bir tatmin duygusu yaşıyor... Gülmeye her zaman hepimizin ihtiyacı var.
- Sizin şu an yakaladığınız enerjiyi Şebnem Bozoklu’nunkine benzetiyorum. O, geçen yılın en çok konuşulan yeni karakterlerinden biriydi. Bu yıl da siz. Ne düşünüyorsunuz?
- Şebnem Bozoklu çok beğendiğim bir oyuncu. Meliha da çok iyi bir karakterdi. Umarım uzunca bir süre aynı enerjiyle Cazibe’yi izleyeceğiz.
Azeri lehçesi için hocalarla çalıştım
- Bu dizide son derece iyi Azeri lehçesi konuşuyorsunuz, bunun için nasıl bir çalışma yaptınız?
- Dizi başlarken çok az bir zamanımız vardı. Bu zamanı Melahat Abbasova (Azerbaycan Güzel Sanatlar Enstitüsü Tiyatro ve Sinema Oyunculuğu Bölümü mezunu oyuncu) ve Prof. Halil Açıkgöz’le değerlendirmeye çalıştım. Melahat Abbasova hâlâ desteğini sürdürüyor. Ve tabii ki konservatuvarda dört yıl eğitim aldığım sürece hocam olan Prof. Dr. Fuat Raufoğlu ve Prof. Dr. Zamine Haciyeva’nın katkısı büyüktür. Çünkü onlar sayesinde dile karşı kulak dolgunluğum oldu.
- Cazibe nasıl bir karakter? Cazibe karakterini sevdiniz mi? En çok hangi özelliğini sevdiniz? Onunla ortak noktalarınız var mı?
- Cazibe kendine güvenen, güçlü, hazırcevap, bazen duygusal ve romantik bir karakter. Annesinin ölümüyle tüm hayatını değiştirecek kadar gözü kara... Yemek yapmayı çok seviyor, benim gibi...
- Bir önceki dizide kötü bir karakteri canlandırıyordunuz, bir oyuncu için hangisi daha cazip kötü bir karakteri canlandırmak mı yoksa Cazibe gibi biri mi?
- Bir oyuncu için ikisi de birbirinden çok farklı tatlarda. Asiye karakteri kötü kadın ama alanı çok geniş bir roldü. Ben rolün cazipliğindense beni heyecanlandırmasıyla ilgileniyorum... Gelen projeleri değerlendirirken karakterin beni heyecanlandırmasını çok önemsiyorum.
- İki dizide rol aldınız birbirinden çok ayrı karakterler... Hangi karakteri sokakta daha çok tanıyorlar?
- Daha pek öyle tanınma aşamalarında değilim. Ama Cazibe daha yeni olduğu için beni öyle hatırlayanlar daha çok çıkıyor. Ben, beni tanısınlar isteğinde değilim aslında. Bir iş yapıyorum, oyuncuyum. Ulusal bir kanalda insanların yemek sofrasına konuk oluyorsam, bunun getirdiği tatlı bir şeyler vardır. Ama tanınmak da, tanınmamak da beni rahatsız etmez.
Bir Bulut Olsam’ın Asiye’si
- Biz Aslıhan Gürbüz’ü hangi rollerde gördük?
- İki bölüm Gonca Karanfil. Ardından ilk uzun soluklu projem olan, çok özel insanların bir araya geldiği Bir Bulut Olsam dizisinde Asiye rolüyle, sonra Kanalizasyon isimli filmde Nazlı karakteriyle izlediniz... Ve şimdi de Yahşi Cazibe’de Cazibe...
- Yeni neslin yetenekli isimleri arasında gösteriliyorsunuz? Şu anki gidişatınızdan memnun musunuz?
- Teşekkür ederim. Tabii ki memnunum. Şimdiye kadar rol aldığım projeler hep keyif aldığım işler oldu.
- Yeni dönemde birçok yeni oyuncu alaylı veya manken değil, genellikle sizin gibi eğitimli. Seyirci artık daha iyi oyunculuk mu arıyor, ne dersiniz?
- Bu sorunun muhatabı seyirci aslında. Benim ‘Konservatuvar mezunu olmayan oyunculuk yapamamalı,’ gibi bir tavrım yok. Yetenek çok önemli. Tabii ki konservatuvarda alınan eğitimin, özellikle disiplin gibi çok büyük bir artısı var ama oyuncu canlandırdığı karakteri sahiplenir, disiplinli olursa ve tabii yeteneği varsa bu, izleyiciye mutlaka yansıyor...
- Güzel olmak bu sektör için bir avantaj mı?
- Güzellik, avantajı veya dezavantajıyla görecelidir. Görsel de bir iş yapıyoruz, tabii ki avantajları var ancak oyunculukta bunun bir kalıp olmasına karşıyım.
25.09.2010 – SABAH | Sonat Bahar
Kayıtlı
>>>>>>>>>>
bizdevariz.NET
<<<<<<<<<
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Yukarı git
« önceki
sonraki »
Biz de Varız
»
HABER MERKEZİ
»
HABER MERKEZİ
»
RÖPORTAJ İÇİMİZDEN BİRİ BAŞARI HİKAYELERİ
»
Oyuncu Gürbüz: Beş Ay Yatalak Olarak Yaşadım