*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI VE TERÖRİZM  (Okunma sayısı 2338 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 20677
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • MeLLeSeFeRi.com
KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI VE TERÖRİZM
« : Ağustos 03, 2012, 04:20:13 ÖS »
KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI VE TERÖRİZM

 Terörizm, tarihin çok eski dönemlerinden beri varolan,  özellikle 1960’lı yıllarla birlikte giderek artan  ve 1968 yılından itibaren milletlerarası terör eylemlerindeki artış nedeni ile 20.yüzyılda belki de üzerinde en çok durulan kavramlardan biri olmuştur.[1]
 
                   Bu kavram üzerinde yapılan bilimsel çalışmalar, terörizmin oluşmasına katkıta bulunan sosyo-ekonomik nedenleri gösterdiği kadar terörün toplumsal ortamda gelişmesine ve  toplumsal etkilerinin yoğunlaşmasına  katkıta bulunan  nedenlerin  varlığına da  işaret etmektedir.
 
                   Gerçekten, terörizm olgusunda siyasi şiddet kullanımının  toplumsal ortamda süreklilik kazanarak , etkinlik sağlamasının ancak bazı kolaylık sağlayıcı unsurların sözüedilen olguya yardımcı olması ile mümkün olduğu görülmektedir. Bu yardımcı unsurların neler olabileceğini düşündüğümüzde akla öncelikle çağdaş teknolojinin sağladığı kolaylıklar gelmekte, bunu kitle iletişim araçlarının rolü izlemektedir.
 
                   İşte biz bu çalışmamızda  terörizmin gelişmesinde etkili olan nedenleri kısaca irdelemek ve bunlardan özellikle  kitle iletişim araçlarının “mass media”nın etkisi üzerinde durmak istiyoruz.
 
                   Çalışmamızın bundan sonraki kısmında çeşitli teknolojik gelişmelerin ve önemi nedeniyle ayrı bir paragraf halinde “kitle haberleşme araçlarının” terörizm üzerindeki etkisini ve teröristlerin bu gelişmelerden faydalanma şekillerini işleyeceğiz.
 
I.                 Çağımızda Teknolojik Gelişmelerin Terörizme Katkısı
 
                   20.yüzyıl insanlığın hemen her alanda büyük başarılar elde ettiği bir dönem olmuştur. İnsanın daha iyi ve daha rahat yaşamasını sağlayan tüm yenilikler , teknolojik buluşlar  bu yüzyılda büyük gelişme göstermiştir.
 
                   Teknoloji alanındaki bu gelişmeleri insan yaşantısına etkileri açısından ele aldığımızda özellikle elektronik ve bilgisayarların ulaşım ve haberleşme sektöründeki  katkılarının çok büyük olduğunu görmekteyiz. İnsan yaşantısını olumlu etkileyen bu gelişmelerin yanında bazı olumsuz gelişmelerin de bulunduğunu söyleyebiliriz. Gerçekten aynı yüzyıl içinde birisinde nükleer silahların da kullanıldığı iki dünya savaşının, birçok bölgesel savaşın ve muhtelif iç savaşların yer alması “silah” teknolojisinde de büyük gelişmelere yol açmıştır. Bu gelişmeler hassas kuvvetler dengesine dayalı dünyamızda bugün bile devam etmektedir. Silah teknolojisinde gerçekleşen gelişmelerin insanın daha iyi , daha rahat ve daha mutlu yaşamasını sağlamak için gerekli olduğunu söylemek mümkün değildir. İşte bu nedenle bu alandaki gelişmeleri olumsuz olarak nitelendirmekteyiz.
 
                   Olumlu ya da olumsuz, teknolojideki gelişmeler insanlara birçok alanlarda kolaylık sağlamaktadır. Bu kolaylıklardan normal yaşantısını sürdüren insanlar kadar yasa dışı faaliyetler içinde olanlar, suç yoluna yönelenler ve toplum düzenine karşı çıkanlar da doğal olarak yararlanabilmektedir.
 
                   İşte 20. yüzyılda terörizmin  biraz önce işaret ettiğimiz alanlardaki teknolojik gelişmelerin sağladığı  kolaylıklarla  gelişme gösterdiği doktrinde kabul edilen bir olgudur[2]. Bu yüzyılda özellikle şeffaf , kişi hak ve özgürlüklerine saygılı ve hukuk devleti ilkesi ile yönetilen demokrasilerin terör eylemlerinden etkilendiği belirtilirken; gelişen teknolojinin, haberleşmenin ve çağdaş ulaşım araçlarının  şiddete yönelen aşırı unsurlara  gerekli araç ve olanakları yarattığı , onların da bu durumu suistimal ederek şiddet eylemlerini gerçekleştirdiklerine işaret edilmiştir[3].
 
 
1.                Ulaştırma Araçlarındaki Teknolojik Gelişmelerin Etkileri
 
                   Ulaştırma araçlarındaki teknolojik başarılar terörizmin gelişmesinde iki yönden etkili olmuştur: öncelikle büyük hız kazanan ulaştırma araçları mesafeleri kısaltmış, bu durum tüm insanlığa olduğu kadar teröristlere de geniş hareket  kolaylığı sağlamıştır. Bu kolaylıklardan yararlanan teröristler şiddet eylemlerini gerçekleştirdikleri ülke içinde kısa sürede büyük mesafeler katedebildikleri gibi, bir ülkeden diğerine de geçerek terörizmin milletlerarası nitelik kazanmasına neden olmuşlardır[4]. Bu olanak terör eylemcisinin yakalanmasını güçleştirmiştir.
 
 
                   Ulaştırma araçlarındaki gelişmelerden olumlu biçimde  en fazla etkilenen uçakların çok karmaşık ve hassas teknikleri bunlara yönelik kaçırma ve saldırı eylemlerini de  bir ölçüde çekici hale getirmiştir[5]. Özellikle 11 Eylül 2001 tarihinde ABD’ye yapılan saldırılar bir ulaşım aracı olan uçakların bomba şeklinde kullanıldığını bizlere göstermiştir.
 
 
2.                Silah Teknolojisindeki Gelişmelerin Etkileri
 
                   Silah ve patlayıcı maddeler de yüzyılımızda büyük gelişme kaydetmiştir. Daha 1890 yılında bir İngiliz polis uzmanı gelişen silah ve patlayıcıların katkısı ile şiddete yönelen kişi ve örgütlerin toplum için ciddi sorun teşkil edeceğine işaret etmiştir[6].
 
                   Teknolojik gelişme ile birlikte silahların özellikle batı Avrupa ülkelerinde ve Amerika Birleşik Devletleri’nde daha kolay elde edilebilir olması teröristlere şiddet uygulamaları açısından kolaylıklar sağlamıştır[7]. Bu kolaylıklar teröristlerin kullandıkları silahlar açısından bir “teknolojik tırmanma” oluşturmuştur[8].
 
                   Giderek gelişen silahların yarattığı tehlikeli ortamın dışında her iki dünya savaşı sırasında ve soğuk savaş döneminde geliştirilen biyolojik ve nükleer silahların teröristlerin eline geçmesi tehlikesi de her zaman mevcuttur. Bugün için en büyük tehlike filmlere dahi konu olduğu
 
biçimde nükleer silahların terör örgütlerinin eline geçmesidir[9]. Bu konudaki en ilginç gelişmenin  20 Mart 1995’de Tokyo’da metro istasyonunda Aum Shinrikyo adlı aşırı dinci  örgütün  sinir gazı kullandığı saldırı ile ortaya çıktığına işaret edilirken, bu eylemin kitle imha silahlarının diğer terör örgütlerinin de eline geçebileceği  ihtimalini arttırdığı ifade edilmiştir[10].
 
 
3.                Bireysel Haberleşme Araçları
 
                   Boyut olarak küçülen ancak güçlerinden kaybetmeyen silah ve patlayıcıların dışında yine çok küçük boyutlarda imal edilen haberleşme araçları telsizler ve GSM telefonlar terör eylemcilerinin haberleşme güçlerini arttırdığı gibi, bu araçlar yardımı ile güvenlik kuvvetlerinin telsiz haberleşmelerine girilebilmekte onların hareket biçimleri  öğrenilebilmektedir. Bu olanaklar terör eylemcisinin yakalanmasını ve süratle yargı önüne çıkartılmasını büyük ölçüde zorlaştırmakta, bundan cesaret alan bireylerin   şiddete yönelmesi daha kolaylaşmaktadır.
 
 
4.                Bilgisayarlar  ve  Siberalandaki Gelişmeler
 
                   20.yüzyılın belki de teknoloji alanındaki en büyük gelişmesi bilgisayar ve bilgisayar kullanımı ile oluşturulan  “Information and Communication Technologies” şeklinde isimlendirilen alanda kaydedilmiştir.
 
 
 
                   İleriye dönük tahminlerde en büyük endişe bilgi ve haberleşme teknolojisinin terörizme yeni bir boyut kazandırabileceği yönündedir. Gerçekten özellikle çağdaş devletlerin bilgisayarlarla oluşturulmuş bilgi iletişimi ve haberleşme sistemlerinin karmaşık yapısı zarar verme amacı ile harekete geçebilecek terör eylemcileri için çok elverişli bir ortam sağlamaktadır[11] .
 
                   Günümüzde devletlerin özellikle fiziki temas içeren çatışmalar yerine faillerinin bilinmez (anonim)[12] kalabileceği bilişim altyapılarına yönelik saldırılara nasıl karşıkoyabileceklerini araştırmaya zaman ayırmaları  gerekmektedir. Bu alandaki tehlikenin boyutlarına işaret eden bir örnekte “…bir enerji üretim santralinin kumanda bilgisayarına bilgi ağı üzerinden gönderilebilecek bir komut belki de bir bavul dolusu patlayıcı kadar zarar verici olabilir ve bunu yapan kişinin tanınması ve yakalanması da çok zordur…dünyanın herhangi bir yerinden kullanılabilecek bir bilgisayar  ve basit bir telefon hattı ile sağlanan internet bağlantısının büyük hasarlar doğurması mümkündür..”[13] denilmiştir.
 
                   İşte bu endişelerden hareket eden devletler 1996 yılında Paris’de Terörizm konulu Dışişleri Bakanları Konferansında teröristlerin elektronik veya kablolu haberleşme sistemlerini ya da network sistemlerini ve siberalanı  kullanarak gerçekleştirecekleri saldırılarda
 
işleyecekleri suçlarla mücadele amacı ile işbirliği yapılmasını  kararlaştırmışlardır[14].
 
                   1997 Nisan ayında ise Europol Avrupa devletleri polis teşkilatlarına özellikle internette yasadışı bilgi içeren alanların incelemeye alınması, bu alanda bilgi değiş tokuşunda bulunulmasını, ülke iç hukuklarının uyumlu hale getirilmesini ve araştırma yapılması gerektiğinde mutlaka işbirliği yapılmasını tavsiye eden bir bildirimde bulunmuştur[15].
 
                   Internet aracılığı ile sağlanan bilgiler açısından da özellikle şiddet kullanımına yönelik kişileri cezbedecek, muhtemel terör eylemcilerine ışık tutacak ve yol gösterecek bilgilere ulaşmaları mümkün olmaktadır. Yapılan bir araştırmada  internette terörist saldırılarda kullanılabilecek taktiklerin, haritaların, fotoğrafların, gizli şifrelerin yer aldığını,  bunun da ötesinde bomba ve diğer patlayıcıların dahi  nasıl yapılabileceğini gösteren talimat ve formüllerin bulunabildiği anlaşılmıştır[16].
 
 
 
 II.              Kitle Haberleşme Araçlarının Terörizmin Gelişmesindeki   
Rolü
 
1.                Genel Olarak
 
                   Terörizmin bir amacının da  “kamuoyunun dikkatini çekmek” olduğu kabul edildiğinde bunun en kolay biçimde kitle haberleşme araçları ile mümkün olabileceği anlaşılmaktadır. Gerçekten teknolojik gelişmeler kitle haberleşme araçlarının “…sosyal hayata ve insanların tavır ve hareketlerine en fazla etkili…”niteliği[17] kazanmasına yol açmış, toplum üzerinde bu derecede etkili araçlardan “...psikolojik baskı sayesinde halk üzerinde etkili olmak…” amacını güden teröristler de yaralanmışlardır. Bu yararlanmayı bir parazit ilişkisi olarak nitelendirenler de vardır[18] . Bireylerin şiddet  olaylarından korkması ve etkilenmesi ancak şiddet olaylarının en ince ayrıntılarına kadar görülüp, okunup, öğrenilmesi ile mümkündür. İşte bu nedenle teröristler için en gerekli husus psikolojik etki ve korku yaratacak fillerinin kamuoyunda duyurulmasıdır.
 
                   Terör eylemlerine ve eylemcilere bilinçli destek vererek onların felsefelerini yaymaya çalışan yayın organları dışında,  “kamuoyunu aydınlatma ilkesi” içinde hareket ederken terör eylemlerini tüm ayrıntıları ile ve en geniş biçimde veren kitle haberleşme araçları, toplumda oluşması arzu edilen korkunun  yaygınlaşmasına belki de istemeden aracılık etmektedirler. Korku ve endişenin yaygınlaşması dışında, bazı yazarlar basın organlarını terör taktiklerinin, eylemlerinin,
 
sloganlarının diğer terör gruplarınca ya da terörist olma eğilimindeki kişilerce taklidinden de sorumlu tutmaktadırlar[19].
 
                   Tabii ki burada bir felsefi görüşün tamamen terörist bir eylem gibi görülüp düşünce suçları yaratılmasını değil, gerçek anlamda ceza hukukunun maddi unsur öğesini içeren terörist eylemlerden söz ettiğimizi de vurgulamalıyız.
 
 
2.                Kitle Haberleşme Araçlarının Terör Eylemlerini     
                   Yansıtması
 
                   Kural olarak basın, toplumda heyecan uyandıran olayları öğrenme konusundaki büyük istek doğrultusunda  “sansasyonel” nitelikte olaylara daha fazla yer verme eğilimindedir. Hele günümüzde “rating” olarak  nitelendirilen ve temelinde ticari kaygıların da bulunduğu bir piyasada bunu doğal karşılamak gerekmektedir. Terör eylemlerinde seçilen hedefler incelendiğinde bunların gerek bireyler için gerekse kitle iletişim araçları için “dramatik özellikler” taşıdığı görülebilir. Dramatik özellik kavramından anlaşılması gereken husus, toplumda belirli ölçüde heyecan ve korku yaratma isteğidir. Örnek vermek gerekirse 1968 Münih Olimpiyatlarında İsrailli atletlerin öldürülmelerinin, LOD havaalanına yapılan baskında Porto Ricolu yolcuların öldürülmelerinin hiçbir politik değeri olmadığı , ancak sadece bu gibi olaylara basının geniş yer vermesinden yararlanılarak en büyük psikolojik etkiyi sağlamayı amaçlayan “basın olayları” (media events) oldukları ifade edilmiştir[20].
 
Bir dönemde uçak kaçırmalar hız kazanmışken teröristlerin bu yöntemden giderek vazgeçmelerinin sebebini toplumun ve basının bu olayları artık kanıksamasında görenler de vardır[21].
 
                   Doktrinde özellikle üzerinde durulan ve tartışılan konu kitle iletişim araçlarının terör eylemlerini yansıtma biçimine ilişkindir. Bu noktada “eylem devam ederken” ve “eylemden sonra” şeklinde bir ayırım yapmak yerinde olacaktır.
 
 
 a) Terör Eylemi Devam Ederken Kitle İletişim     
     Araçlarının Durumu
 
                   Herhangi bir toplumsal olay veya terör eylemi devam ederken etkili olan kitle iletişim araçları televizyon ve radyo olmaktadır. Bu araçların olayı anında aktarabilmesi, ayrıca televizyonun göze de hitap edebilmesi etkinliğini arttırmakta, uydu bağlantıları sayesinde bir saniye içinde dünyanın her yerinden milyonlarca insanın oluşturduğu büyük bir seyirci kitlesine hitap edebilmektedir. Terör eylemini bir tiyatro oyunu kabul edersek bundan daha büyük bir seyirci kitlesi bulmak mümkün değildir.
 
                   Canlı yayında terör olayını izleyen birey kendisini dehşet ve korku uyandıran olayın içinde hissetmekte, olayı yaratanlara  ve hikayelerine ilgi duymakta, her yeni olayda kullanılan sloganları öğrenmeye ve anlamaya çalışmaktadır.
 
 
                   Olay devam ederken özellikle görsel kitle haberleşme araçlarının kamuyu aydınlatmanın ötesinde teröristlere yardımcı olabildiklerine de işaret edilmektedir. Bu yardım elbette bilerek ve istenerek yapılan bir işbirliği olarak algılanmamalıdır. Burada belirtilmek istenen, olay devam ederken yapılan yayında verilen bilgilerin bazı hallerde terör eylemcisinin de işine yarayabilmesidir. Örnek vermek gerekirse olay yerinden görüntüler veren bir televizyon yayını teröriste bölgede alınan tedbirleri,  polisin çalışma yöntemini, kamu görevlilerinin eylemle ilgili girişimlerini de aktarmaktadır. 1977 Mart ayında ABD’nin başkenti Washington’da  bir eylemde valilik binası dahil üç ayrı binayı işgal ederek içindekileri rehin tutan  eylemciler valilik binasının beşinci katında mahsur kalan fakat eylemcilerce orada bulundukları bilinmeyen kişilerin mevcudiyetini radyo ve televizyon yayınları ile öğrenmişlerdir. O kişileri kurtarmak için yapılan girişimlerden de eylemcilerin anında haberdar olmaları nedeni ile bu girişimden vazgeçilmesi gerekmiştir[22].
 
                   Eylem devam ederken yapılan yayınlarda bazı basın mensuplarının görevleri dışında konulara eğilmeleri, rehin alan kişilerle doğrudan ya da dolaylı biçimde pazarlığa girişmeleri, adi suçluyu olduğu kadar terör eylemcisini  de heyecana sürükleyebilecek ve beklenmedik hareketlerde bulunabilmelerine neden olabilecek bilgiler verilmesi- örneğin rehin tutan kişiye polisin çevredeki binalara keskin nişancılar yerleştirdiğinin söylenmesi- eleştirilmekte, bu gibi hareketlerin kamu görevlilerinin işini zorlaştıracağı kabul edilmektedir[23].
 
 
 
 
                    b) Terör Eylemi Sonrası Kitle iletişim Araçlarının   
                        Durumu
                 
                   Terör eyleminin bitmesinden sonra yapılan yayınlar konusunda fazla bir eleştiri olmamakla birlikte, yapılan yayınların aşırıya kaçması halinde terör eğilimli kişilerin basında yer almak amacı ile cesaretlenebileceği ifade edilmiştir[24].
 
                   Bu dönemdeki yayınlarda eylemi gerçekleştiren terörist/ler “…sosyal amaçları gerçekleştirmek için yanlış araçlar kullanan bir idealist, hata yapmış bir kahraman gibi takdim edilmemeli, eylemi belirtilerek suçlu olarak tanımlanmalıdır…”[25]. Gerçekten özellikle yazılı basın bazen terör eylemcisini anlaşılmaz şekilde bir kahramanlık perdesi ardından gösterme eğiliminde olabilmektedir. Bu çerçevede terör eylemcisine takma isimler verilmesi, yaşantılarının etraflı incelemelere konu olması bu görüşü kısmen doğrulamaktadır.
 
 
3.                Kitle İletişim Araçlarının Terör Eylemlerini Yansıtma Biçimi Konusundaki Tartışmaların Basın Özgürlüğü Açısından Değerlendirilmesi
 
                   Terör eylemlerinin yansıtılması biçimine yönelik tartışmalar beraberinde basın özgürlüğüne ilişkin endişeleri de getirmiştir.Endişeler özellikle terör eylemini yansıtma biçimine getirilmesi önerilen düzenlemelerden[26] kaynaklanmıştır[27].
 
                   a)  Düzenlemenin Yasa ile Olması Yönündeki Öneriler
 
                   Bu öneriler bazı ülke yasalarında yer alan hükümlere atıf yaparak terör eylemlerinin topluma yansıtılmasına bazı sınırlamalar getirilebileceğine işaret etmektedir.
 
                   Bu nitelikte yasal düzenlemelerin özellikle demokratik ülkelerde “gereklilik testi” (test of necessity) ne dayanamıyacağı ve bu nedenle basın özgürlüğü açısından olumsuzluklar içereceği kabul edilmektedir.
 
                   Oysa hemen belirtilmelidir ki bazı batı ülkelerinde bu gibi düzenlemeler bugün dahi uygulanabilmektedir. Örneğin İngiltere’de “Devleti tehlikeye sokma” hallerinde uygulanan “Defence notice system” veya “D Notice system” olarak adlandırılan uygulamada basın organları belirli bir haberin yayınlanmasının devletin güvenliğini bozacağından ve bununla ilgili yasaları ihlal edeceğinden önceden haberdar edilmektedir[28]. Önceden haberdar edilen basın organlarının buna uymamaları Devlet Gizlilik Yasasının (Official Secrets Act 1920)  ihlalini oluşturmaktadır.
 
 
                    b)  Düzenlemenin Oto-Kontrol Şeklinde Olmasına Yönelik
                         Öneriler
 
                   Basının kendi kendini kontrolü, denetlemesi “…basın özgürlüğünün suistimalinden doğabilecek kötü sonuçların ortaya çıkmasını önleyecek bir düzenin meydana çıkması ve bu yolla bir basın
 
ahlakının oluşması…”[29] şeklinde görüldüğünden terör eylemlerine ilişkin haberlerin yansıtılması konusunda da bu yola başvurmanın basın özgürlüğünü koruması açısından yararlı olacağı şeklinde görüşler ileri sürülmüştür[30].
 
                   Oto-kontrolün kabul edilmesi halinde kitle iletişim araçlarının terör olaylarının yansıtılması konusunda kendilerinin ortaya koyacakları belirli kurallara veya kılavuz hükümlere kendi istekleri ile uymaları sözkonusu olacaktır.
 
                   Oto-kontrol konusunda en dikkat çekici uygulama ABD görülmektedir. Ülkenin en büyük basın kuruluşlarından birisi olan CBS News terör eylemlerinin kamuya aktarılması konusunda kendi personelinin uyacağı birtakım klavuz hükümler (Guidelines) belirlemiştir.Bu yayın organının önde gelen amacı terörizmin toplum üzerindeki etkisini kontrol altında tutabilmektir.
 
                   Bu gibi klavuz hükümlere ve oto-kontrole taraftar olanlar dahi terör olaylarının hiç veya çok az yansıtılmasına karşı çıkmaktadırlar. Bunlara göre basın belirli bir konuda kamuyu aydınlatma ilkesini unutarak hareket edemez, burada önemli olan toplumun öğrenme hakkı ile öğrenme ihtiyacı arasında tercih yapılmasıdır.
 
                   Tüm bu görüş ve tartışmaların amacı kitle iletişim araçlarını teröristler için daha az faydalı kılmaktır.
 
 
                   Biz de içinde bulundukları toplumun sağlıklı düzenli ve işleyişi ile yakından ilgili olan ciddi basın kuruluşları için en elverişli yöntemin oto-kontrol yöntemi olacağına inanıyoruz. Bu konuda özellikle ülkede basın kuruluşlarını bir çatı altında toplayan kurullara büyük görevler düştüğüne inanıyor ancak bunun yalnızca gerekli ölçüde bir oto-kontrol sistemi olmasını asla bir sansüre dönüşmemesi gerektiğine inanıyoruz..
                 
                   SONUÇ
 
 
                   Elverişli toplumsal ortamı bulan terörizmin 20.yüzyılda hızla gelişim gösteren teknoloji ile ve bu alanda özellikle ulaştırma, haberleşme, silah teknolojisi ve  bilgisayar  alanlarındaki  hızlı gelişmelerle güçlendiği görülmüştür.
 
                   Bu çerçevede, toplumda yol açtığı korku ve heyecanın kitle haberleşme araçları tarafından, bir süre farkedilmeyen ve adeta “istenmeden oluşan bir işbirliği” ile güçlendiğini,  ancak yaşadıkları toplumların düzeni ile yakından ilgili ciddi ve sorumlu basın organlarının kısa sürede bu durumu önleyici tedbirler almaya yöneldiklerini görmekteyiz.
 
                   Basın özgürlüğünün ve bireyin haber alma ve bilgilenme hakkını korunması açısından en doğru yöntemin kitle iletişim kurumlarının kendi iradeleri ile ortaya koyacakları kurallara göre terör eylemlerini yansıtmaları olacağı yönündeki  düşüncemizi  bir kez daha vurgulayarak çalışmamızı sonlandırıyoruz.
 
KAYNAKÇA
 
 
                         
ALPASLAN M.Şükrü, Kriminoloji ve Hukuk Açısından Tedhişçilik,       Teknik Yayınları, , İstanbul 1983, s.3.
 
BASSIOUNI Cherif , (remarks by) “The Media and Terrorism”, A Seminar Sponsered by Chicago-Sun-Times and Chicago Daily News, 1977, QUADERNI ,I, Vol II,1978.
 
CALVERT Peter, A Study of Revolution, Oxford 1970.
 
DÖNMEZER Sulhi, Kriminoloji, İstanbul 1981.
 
DÖNMEZER Sulhi, “Basında Oto-Kontrol”, İÜHFM, XXXIV, S 1-4.
 
DÖNMEZER Sulhi , “Her Yönü ile Tedhiş”, Son Havadis, 10-13 Kasım 1977.
 
DÖNMEZER, Basın ve Hukuku, İstanbul 1976.
 
DÖNMEZER Sulhi, “Tedhişçilik Üzerine”, Devir 11.12.1972, S 6.
 
ELCOCK Ward, Canadian Security Service Director, Submission to the Special Committee of the Senate on Security and Intelligence, June 24, 1998.
 
JANKE Peter, “The Response to Terrorism”, Royal United Services Institute for Defence Studies, Ten Years of Terrorism, New York 1979.
 
KRIEGER David, “What Happens If Terrorists, Revolutionaries and Nuclear Weapons”, The Annals Of  The American Academy, Vol 430, March 1977.
 
LAQUEUR Walter, Terrorism, Boston 1977.
 
McCLINTOC Michael C., “Skyjacking: Its Domestic, Civil and Criminal Ramifications, Journal of Air Law and Commerce, Vol 39, 1973.
 
MURPHY Patric, (remarks by)  “The Media and Terrorism”, Seminar..,QUADERNI.
 
NETENYAHU Benjamin, Terrorism and the Media: Abdication of Responsibility, The Jonathan Institute, The Jerusalem Conference on International Terrorism, July 2-5,1979.
 
ÖZEK Çetin, Basın Özgürlüğünden Bilgilenme Hakkına, Alfa Yayıncılık, İstanbul 1999.
 
ÖZEK Çetin, Türk Basın Hukuku, İÜHF Yayını, İstanbul 1978.
 
PIERRE Andrew J., “The politics of International Terrorism”, ORBIS, Vol XIX, No4, Winter 1976.
ROSEN J.S. – FRANK R.,  “Measures Against International Terrorism”, International Terrorism and World Security, Edited by CARLTON-SCHAERF, London-1975.
 
SABETTA Anne R., “Transnational Terror: Causes and Implications for Response”, Stanford Journal of International Studies, Vol XII, Spring 1977.
 
SMALL William J.,  (remarks by), “The Media and Terrorism”, Seminar.,QUADERNI.
 
The Economist, March 12,1977.
 
The New York Times, March 10-15,1977.
                 
WHINE Michael, “Cyberspace- A New Medium for Communication, Command and Control by Extremist”, Studies in Conflict and Terrorism, RAND, 5.5.1999.
 
WHINE Michael, (aktaran), Communication on Criminal Use Of The Internet, European Commission/Europol, 9 April 1997.
 
WHINE Michael, (aktaran), Cyber-Terrorism,Foreign Report, London, 25 September,1997.
 
WHINE Michael, (aktaran), President’s Commission on Critical Infrastructure Protection, Report Summary, 13 October 1997.     
 
WOLF John B., “Controlling Political Terrorism in a Free Society”, ORBIS, Vol XIX,No 4.

[1]ALPASLAN M.Şükrü, Kriminoloji ve Hukuk Açısından Tedhişçilik, Teknik Yayınları, , İstanbul 1983, s.3.
[2] PIERRE Andrew J., “The politics of International Terrorism”, ORBIS, Vol XIX, No4, Winter 1976, s.1253; KRIEGER David, “What Happens If Terrorists, Revolutionaries and Nuclear Weapons”, The Annals Of  The American Academy, Vol 430, March 1977 ,s.4 vd.; LAQUEUR Walter, Terrorism, Boston 1977, s.82.
[3] ELCOCK Ward, Canadian Security Service Director, Submission to the Special Committee of the Senate on Security and Intelligence, June 24, 1998.
[4] DÖNMEZER Sulhi, “Tedhişçilik Üzerine”, Devir 11.12.1972, S 6, s.20; SABETTA Anne R., “Transnational Terror: Causes and Implications for Response”, Stanford Journal of International Studies, Vol XII, Spring 1977, s.150.
[5]McCLINTOC Michael C., “Skyjacking: Its Domestic, Civil and Criminal Ramifications, Journal of Air Law and Commerce, Vol 39, 1973, s.34.
[6] LAQUEUR, s.64
[7] CALVERT Peter, A Study of Revolution, Oxford 1970, s.22
[8] JANKE Peter, “The Response to Terrorism”, Royal United Services Institute for Defence Studies, Ten Years of Terrorism, New York 1979, s.23.
[9] KRIEGER , “What Happens If…”, s.45 ve 51; ELCOCK ,s.4
[10] ELCOCK, s.4
[11] WHINE Michael, “Cyberspace- A New Medium for Communication, Command and Control by Extremist, Studies in Conflict and Terrorism”, RAND, 5.5.1999, s.1; ELCOCK, s.3.
[12] WHINE, s.4; yazar anonimlik konusunda “…siberalan gizli haberleşme ve tanınmazlık sağlamaktadır (anonymity) bu  son yıllarda terörist eylemlerde  de gözlenen bir  eğilimdir…” demektedir.
[13] WHINE Michael, (aktaran), President’s Commission on Critical Infrastructure Protection, Report Summary, 13 October 1997, s.3.
[14] WHINE, s.2
[15]WHINE Michael, (aktaran), Communication on Criminal use of the Internet, European Commission/Europol, 9 April 1997, s.3.
[16]WHINE, (aktaran), Cyber-Terrorism,Foreign Report, London, 25 September,1997; raporda bu sitenin Hamas örgütünün Avrupa merkezinin bulunduğu İngiltere’de hazırlandığı belirtilmektedir, s.5 .
[17] DÖNMEZER Sulhi, Kriminoloji, İstanbul 1981, s.239
[18] NETENYAHU Benjamin, Terrorism and the Media: Abdication of Responsibility, The Jonathan Institute, The Jerusalem Conference on International Terrorism, July 2-5,1979, s.35.
[19] SABETTA, “Transnational….”, s.150
[20]ROSEN J.S. – FRANK R.,  “Measures Against International Terrorism”, International Terrorism and World Security, Edited by CARLTON-SCHAERF, London-1975, s.63.
[21]BASSIOUNI Cherif , (remarks by) “The Media and Terrorism”, A Seminar Sponsered by Chicago-Sun-Times and Chicago Daily News, 1977, QUADERNI ,I, Vol II,1978, s.137.
[22] The New York Times, March 10-15,1977; The Economist, March 12,1977,s.43.
[23]MURPHY Patric, (remarks by)  “The Media and Terrorism”, Seminar..,QUADERNI, , s.141.
[24]MURPHY, (remarks by)   “The Media and Terrorism”, Seminar, QUADERNI, s.141
[25] DÖNMEZER Sulhi , “Her Yönü ile Tedhiş”, Son Havadis, 10-13 Kasım 1977,s 7.
[26] ÖZEK Çetin, Basın Özgürlüğünden Bilgilenme Hakkına, Alfa Yayıncılık, İstanbul 1999, s.15-36.
[27] ÖZEK Çetin, Türk Basın Hukuku, İÜHF Yayını, İstanbul 1978. s. 283-473.
[28] WOLF John B., “Controlling Political Terrorism in a Free Society”, ORBIS, Vol XIX,No 4, s.1298.
[29]DÖNMEZER Sulhi, “Basında Oto-Kontrol”, İÜHFM, XXXIV, S 1-4, s.3; DÖNMEZER, Basın ve Hukuku, İstanbul 1976, s.344.
[30]SMALL William J.,  (remarks by), “The Media and Terrorism”, Seminar.,QUADERNI, s.143.

Avukat M.Volkan DÜLGER