26 Aralık Çarşamba - Günün Hikayesi
Bir ormanda yaşayan ürkek, sevgi dolu bir Ceylan varmış. Ceylan herkese yardım edermiş. Etrafındakilerin sorunlarıyla ilgilenmek mutluluk veririmiş ona... Tek mutluluğu oymuş Ceylan’ın. Diğer ceylanlar, sıkıldıkça yanına gider, dertlerini acılarını aşklarını paylaşırmış onunla. Onları dinler, çözümler bulurmuş onlara. Etrafı arkadaşlarıyla dolu olurmuş her zaman. İçindeki bütün sevgiyi verirmiş onlara. Yüreğindeki sevgi öylesine büyükmüş ki, herkese yetiyormuş. Ama kendi içinde çok mutsuzmuş. Yapayalnız hissedermiş kendini bu kadar ceylanın arasında. Hep birşeylerin eksikliğini duyarmış içinde. Bir türlü sıkıntısını, mutsuzluğunu, umutsuzluğunu atamazmış üzerinden. Yalnız kaldığında, ormanda gezintiye çıkar saatlerce dolaşırmış.. Bazan ormanın sonundaki uçuruma yaklaşır kendini oradan aşağı atmayı geçirirmiş içinden. Yaşama nedenim yok dermiş kendi kendine. Günlerden birgün yine o uçurumun kenarına gittiğinde uçurumun karşı tarafında bir Ejderha görmüş. Ejderha o kadar sıcacık bir sesle seslenmiş ki, Ceylan’ın dikkatini çekmeyi başarmış. Sohbet etmişler bir süre Ejderhayla. Ejderha da yalnızmış ormanda. İkisinin de kaderi birbirine benziyormuş. Uçurumun kenarında, bir tarafta Ceylan diğer tarafta Ejderha sohbet ederken, Ceylan o kadar kendinden geçmiş ki ne dert, ne sıkıntı ne kederini hissetmiş o anda. Kendini olmadığı kadar iyi hissetmeye başlamış. Hiç olmayacak bir şey olmuş, Ejderhayla Ceylan aşık olmuşlar birbirlerine. O günden sonra hergün uçurumun kenarına gider, aralarında uçurum olduğu halde saatlerce sohbet edermiş Ceylanla Ejderha. Hiç farkında değillermiş artık aralarındaki uçurumun. Ceylan’ın aklı fikri uçurumun kenarına gitmek ve Ejderhayla sohbet etmekmiş. Arkadaşlarını dinlerken kendini veremiyor, eskisi gibi çözüm üretecek zaman ayıramıyormuş dostlarına. Arkadaşları ne olduğunu anlamaya çalışıyor ama hiç kimse anlam veremiyormuş Ceylan’ın hareketlerine. Önceleri onunla konuşup ne olduğunu anlamaya çalışan arkadaşları, ondan cevap alamayınca yavaş yavaş ondan uzaklaşmışlar. Eskisi gibi kalabalık değilmiş etrafı artık. Ceylanın hiç kimseyi gözü görmüyormuş. Ejderha sonunda aşkını itiraf etmiş ve imkansız bir aşk olduğu için bir daha görüşmemeye karar verdiğini söylemiş Ceylan’a. Ceylan, o zaman anlamış Ejderhanın onsuz olabileceğini, ama kendisinin artık Ejderhasız olamayacağını... Yalvarmış Ejderhay’a, beni bırakma diye ağlamış Ceylan. Ben seninle yaşamaya başladım demiş. Sonunda ikna etmiş Ejderha’yı Ceylan. Ceylan çok ama çok bağlanmış Ejderha’ya. Ejderha da seviyormuş Ceylan’ı ama Ejderha, Ceylan gibi gözlerini kör edecek kadar kaptırmamış kendini bu sevdaya. Bu sevdanın Ceylan!a zarar vermesinden korkuyormuş sürekli. Aralarındaki uçurumun farkındaymış. Bir araya gelmelerinin imkansızlığını görebilyormuş Ejderha. Bir şekilde bu sevdaya son vermesi gerektiğinin farkındaymış. Ama Ceylan’a bunu kabul ettiremiyormuş. Ceylan her seferinde fenalaşıyor, kendini yelere atıyormuş. Yalvarıyormuş Ejderha’ya kendisini terketmesin diye. Yine de Ejderha’nın birgün gideceğinin farkındaymış Ceylan. Biliyormuş Ejderha’nın birgün bu aşktan elini eteğini çekeceğini. Ejderhanın iradesinin kendisininkinden güçlü olduğunu hissediyormuş Ceylan. Günler geçtikçe artık Ejderha’nın bu işi bitirmeye kararlı olduğunu iyice anlamış ceylan. Son günlerde anlamsız şeylere kızıyor, gitmek için zemin aramaya başladığını hissettirmeye başlıyormuş Ejderha. Birgün Ceylan Ejderhaya gitmiş yine ve beni özledin mi diye sormuş varır varmaz. Ejderha hayır özlemedim demiş buz dağlarını anımsatan soğuk sesiyle. İşte o zaman herşeyin bittiğin anlamış Ceylan. Sönmüş, yok omuş umutları. Yaşamı bir anda kararmış. Yalvarmanın, ağlamanın artık işe yaramayacağını anlamış. Gözyaşlarını içine akıtmaya karar vermiş o günden sonra.alıntı