Organ bağışı için toplumsal hareket zamanı

[melleseferi]

Organ bağışı için toplumsal hareket zamanı



Türkiye’de on binlerce hasta organ bekliyor. Kadavradan yapılan nakiller gün geçtikçe azalırken, canlı vericili nakiller artıyor ve hastalar yakınlarının organlarıyla hayata dönüyor.
Türkiye’de organ bağışının istenilen seviyeye ulaşmamasının en önemli nedenlerinden biri bilgi eksikliği ve toplumdaki yanlış inanışlar. Bu nedenle yaşamını yıllarca diyalize bağlı olarak yaşamak zorunda kalan ve hayatını kaybeden pek çok insan bulunuyor.

Avrupa birincisiyiz
Organ nakli, kronik organ yetmezliklerinin bugün için bilinen tek tedavi yöntemidir. Ancak ülkemizde organ bağışı bilinci yeterli seviyeye ulaşmamıştır. Türkiye, canlıdan yapılan nakillerde Avrupa birincisiyken, kadavra nakillerde ise son sırada yer almaktadır. Türkiye’de organ nakillerinin %75- 80’i canlıdan alınan organlarla gerçekleştirilmektedir. Bu şekilde yapılan nakillerde tamamen sağlam olan bir kişi ameliyat edilip, bir böbreği veya karaciğerinin bir bölümü alınmaktadır. Organlarını vermek isteyen kişilerin sağlığı tehlikeye girmeyecek şekilde gerekli tetkikler yapılır ve uygun zamanda nakil gerçekleştirilir. Oysaki bir gün organ bağışı yeterli seviyeye ulaştığında, insanlar sevdikleri için ameliyat olmak zorunda kalmayacaktır. Bu yüzden artık organ bağışı için toplumsal hareket zamanı…

Nakil ve bağış tablosu                                                     
- Bugün 61.000 kişi kronik böbrek yetmezliği hastasıdır. Bu rakam 2016’da 95.000 olacaktır.
- Aktif olarak böbrek nakli bekleyen yaklaşık 25.000 kişi bulunmaktadır.
- 2010 yılında, böbrek nakli olması gereken hastaların ancak % 17’sine nakil gerçekleştirilebilmiştir.
- Bugün 7.000 kişi kronik karaciğer yetmezliği hastasıdır. Bu rakam 2016’da 15.000 olacaktır.
- Aktif olarak karaciğer nakli bekleyen yaklaşık 2.500 kişi vardır.
- 2010 yılında, böbrek nakli olması gereken hastaların ancak % 13’üne nakil gerçekleştirilebilmiştir.
- Kalp, pankreas, akciğer, ince bağırsak, kornea, kemik iliği bekleyen hastalar çok daha sıkıntılı durumdadır.

Prof. Dr. Münci Kalayoğlu

Kaynak ulaşmak için tıklayın....