*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: Hoşgeldin yeni yıl  (Okunma sayısı 7798 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 20677
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • MeLLeSeFeRi.com
Hoşgeldin yeni yıl
« : Eylül 06, 2012, 05:49:38 ÖÖ »
Hoşgeldin yeni yıl

Hepimiz yeni yılı karşılamaya hazırlanıyoruz. Tarihi 6 bin yıl öncesine dayanan bu kutlamalarda farklı din ve ırktaki insanların nasıl eğlendiğini biliyor muydunuz?.

Yeni yılın gelişini kutlamak tarih kadar eski bir gelenek. Üstelik yeni yıl ile ilgili inançlar ve gelenekler de dünyada bulunan insan toplulukları kadar çeşitli. Amaç aynı: Yeni yıla "Hoşgeldin" demek ve iyi bir yıl geçirmeyi dilemek. Cosmopolitan'ın aralık sayısında, yılbaşı gelenekleri anlatılıyor.

TARİH BOYUNCA YILBAŞI
Yılbaşı, ilk olarak milattan 4 bin yıl önce Babil'de kutlanmış. Baharın başlangıcı sayılan aydan sonraki ilk yeni ayın belirmesini, yeni yılın başladığı gün olarak kabul ediyorlarmış. Bahar, doğanın yeniden uyandığı ve dolayısıyla dünyanın yeniden yaşama döndüğü günler olduğundan, yeni yılın başlangıcı olarak algılanması da son derece mantıklı. Ama dünyanın çeşitli yerlerinde, tarih boyunca çok çeşitli takvimler uygulanmaktaymış. Bunlardan bazıları ayın, bazıları güneşin, bazıları da her ikisinin de hareketlerine dayanmakta. Tarih boyunca her medeniyet kendine uygun bir takvim ile yeni yılın başladığı tarih belirlemiş.
Eski Mısırlılar: Eylül ayı sonlarında Nil Nehri'nin taşmasının yeni bir yılın başlangıcı olarak kabul ediyorlarmış.
Babil: Yeni yılın başlangıcı kabul edilen baharın başlamasına birkaç gün kala Kral, elbiseleri alınarak uzaklara gönderiliyormuş.
Romalılar: Yıllarca yeni yılı 1 Mart'ta kutlamışlar ama daha sonra Sezar'ın aldığı bir karar ile M.Ö. 46 yılında takvim sistemi değiştirilmiş ve bugün halen kullandığımız sistem uygulanmaya başlamış. O tarihten itibaren ise yeni yılın başlangıcı 1 Ocak olarak kabul edilmiş.

GÜNÜMÜZ KUTLAMALARI
Ekvador: Yeni yıla girmeden önce her aile bir maket adam yaparak içini de gazete ve havai fişeklerle dolduruyor. Yaptıkları bu "kişileri" kapının önüne oturtarak gecenin 12'sini bekleyen Ekvadorlular için bu maketin temsili bir anlamı varmış. Bitmekte olan yıl içerisinde meydana gelen ve ailenin hoşuna gitmediği bir olayı unutmak. Böylece gece yarısı ateşe verilen maketle beraber geçmişin kötülüklerinin, dumanlar içinde yok olduğuna inanılıyor.
Vietnam: Evlerinde birçok değişik tanrı ile oturduklarına inandıklarından, yıl bitiminde cennete geri dönecek olan tanrıları iyi davranarak onları etkilemeye çalışıyorlarmış.
Danimarka:Yeni yıl kulüplerde dans edilerek karşılansa da gelenekler yaşamaya devam ediyor.Kapılarının önünde kırılmış tabak yığınları bulmayı şans saydıklarından, tüm yıl boyunca eskiyen tabaklarını muhafaza eden Danimarkalılar, yılbaşı gecesi arkadaş ve sevdiklerinin evlerinin kapılarına tabak atarak kırıyorlar. Zira, kapınızda ne kadar çok kırık kabak varsa, o kadar çok arkadaşınız var demekmiş.
Japonya: Yeni yıla "Hoşgeldin" demek yerine, eski yıla "Güle güle" diyen Japonlar, 31 Aralık gecesi 108 kez zil çalarak, 108 çeşit dert ve tasayı kovuyorlarmış. Ayrıca zillerin çalması bitince herkes kahkahalar atarak kötü ruhları kovuyor ve şans dolu bir yeni yılın gelmesini sağlıyorlarmış.

ŞANS GETİREN ADETLER
Bengal'de kadınlar yatarken yataklarının yanlarına ufak, çiçeklerle süslü tapınaklar yapıyormuş. Böylece uyandıklarında ilk gördükleri şey, güzelliklele dolu bir köşe oluyormuş. İspanya'da saatler 12'yi vururken insanlar 12 adet üzüm yermiş. İsviçre'de yeni yılın ilk günü yere bir damla krema damlatmanın şans getireceğine inanılıyormuş. Fransa'da insanlar bir yığın krep yemenin şans getireceğine inanıyormuş. Belçika'da ise çiftçiler hayvanlarının yeni yılını kutluyormuş. Ermenistan'da kadınlar, hamuruna tüm iyi dileklerini kattıkları ekmekler pişiriyormuş. Kuzey Portekiz'de çocuklar evden eve dolaşarak şarkı söylüyormuş ve ziyaret ettikleri evlerden onlara hediyeler verilirmiş. Romanya'da ise yeni yılın başladığı ilk gün, insanların hayvanları dinleyerek, onların konuşmaya başlayıp başlamadığını kontrol etme adeti varmış.

İskoçya'da yılbaşı gecesi bazı köylerde zift dolu fıçılar yakılarak yuvarlanıyormuş. Yılbaşını bir bebek ile sembolize etme geleneği Eski Yunan Medeniyeti tarafından M.Ö. 600 yıllarında uygulanmaya başlanmış. Onların geleneksel olarak kutladığı bereket sembolü ve şarap tanrısı Dionisos'un her yıl yeniden doğmasıymış. Eski Mısır'da bebekler yeni yıl sembolü olarak kullanılmış. Hıristiyanlığın yayılması ile kilise bu konuya ilk başta karşı çıksa da, sonradan tavrını değiştirmiş. Yeni yılı sadece bir bebek eşliğinde kutlamanın uygun olacağı görüşünü bildirmiş. Çünkü böylelikle bu bayramı İsa'nın doğumunun sembolü olarak algılayabiliyorlarmış. Bu yüzyılda ise yeni yılı aile ve sevdiklerimizle eğlenerek karşılamak geleneği hüküm sürüyor.

Binbir umutla, heyecanla yeni yılın getireceği serüvene hazırlanıyor insanlar. Her yeni yılda bir güzellik, bir ümit ve heyecan vardır derler. Bu söz herkes için mi geçerli bilmiyorum

Her yeni yıl savaş, acı, hüsran, gözyaşı, sevinç, sevda, ümit, hasret, doğum ve ölümlerle geride bırakılır.

Umarım yeni gelen ve gelecek olan tüm yeni yıllar, savaşlardan, acılardan, felaketleden uzak dünyamıza ve insanlığa huzur, sevinç, neşe, barış, sevgi, dostluk, mutluluk ve fazlasıyla da umut getirir...

Her yeni yıl; yeni atılımlar, yeni umutlar, yeni başlangıçlar ve yeni beklentileri içerisinde besler, her yeni yıl, yeni yenilikler, dilekler, yeni umutlar yılıdır, gerçekleşmese de...

Gönül isterdi ki, her yeni yılda insanlık yeni başarılarla, yeni buluşlarla, savaşlardan, yıkımlardan dersler çıkararak yeni dostluklara, güzelliklere, ilerlemelere atsın imzasını ve dünyamız her gün biraz daha güzel, daha yaşanılır hale gelsin...

Biliyoruzki kimileri yeni yılı evinde sevdikleriyle, kimileri sokaklarda, kimileri de soğuklarda titreyerek geçirecek yeni yılı...

Kimileri de su gibi para harcayarak en lüks eğlence yerlerinde Özellikle varlıklı kesimler için yılbaşı gecesini nerede, kimlerle geçirecekleri, ne giyecekleri, nasıl görünecekleri, nasıl eğlenecekleri ve daha fazla para kimin harcıyacağı önemini taşır.

Yeni yıla girerken ülkemizde ve dünyada iki somun ekmek alamayacak durumda olan milyarlarca insanın da var olduğunu hiç düşünüyor muyuz? Acaba Nice insanın sokaklarda; evsiz, barksız, aç - susuz ve üzerinde yırtık pırtık giysilerle dolaştığını. Kimisi yaşlı, kimisi hasta, yoksul, soğuktan, ilaç parası bulamamktan kıvranan ve ellerini göğe kaldırıp tek umutlarının, çarelerinin tanrıya sığınmak olduğunu hiç düşündük mü?...

Bu dünyada herkesin aynı oranda mutlu, güvenli, huzurlu olma hakkının olduğunu unutmayalım
Unutmayalımki, insanlığı ve insan olduğumuzu unuttuğumuz an , insan değiliz demek, insan gibi yaşamıyoruz demektir!..

Umudum odur ki, yeni yılın sadece bir kısım insan ve bazı ülkeler için değil, tüm dünya insanının mutlu olup yüzünün güldüğü yıl olmasıdır...


Bir çoğunun Bırak yahu şu hayal aleminde gezmeyi, dünyayı sen mi kurtaracaksın dediğini duyar gibi oluyorum!.. Hakları da olabilir ama bilmezler ki Taa şuramda, sol göğsümün içinde herkes için yanan ve tüm benliğimi, ruhumu saran bir ateşin var olduğunuİnsan içindeki duygu ve düşüncelere set çekebilir mi? Her iyilik ve kötülük içimizdeki vicdanın ve merhametin sonucu değil midir !... Duymak ve anlamak istemeyen kadar, kötü sağır yoktur!.. diye bir söz vardır hani

Unutmayalım ki; Dünya bir sahneden ibarettir. Herkes rolünü oynadıktan sonra çekip gidecektir bu dünyada..

Çağımızda din, dil, ırk, renk ve coğrafi sınırlara bakmadan insanlığın artık enerjisini biribirini öldürme planları kurarak değil, insan olarak biribirinin yaralarını sararak, biribirine destek çıkarak kullanmaları gerekmez mi?. Sömürünün, talanın, yağmanın, açlığın, katliamların olmadığı bir dünya için enerjisini kullanmaları gerekmez mi?

İnsana yapılan haksızlıkların, insafsızlıkların, vicdansızlıkların son bulması için çabanın harcanması gerekmez mi ?

Aslında her yeni yıl yaşanan tüm olumsuzlukların biteceği bir yıl olması umuduyla bakılır, yapamadıklarımızı, edemediklerimizi, gerçekleştiremediklerimizi gelecek yıllara yükleriz hep ama gelecek yılların nelere gebe olduğunun üzerinde fazla durup düşünmüyoruz...

Her yeni yıl, yeni bir gelecek sunar bize, taze bir kan ve yeni bir başlangıç, dilerim yeni yılın getireceği huzur ve mutluluk, geçmiş yılların tüm kötülüklerini, acılarını unutturur bize ve bir daha tekrarlanmaz

Yeni yılda da hiç kimsenin ümitsiz kalmaması. Herkesin hayallerinin, dileklerinin ve umutlarının gerçekleşmesi, sağlık ve mutluluk dolu,

Masal kadar güzel yeni bir yıl dileğiyle...  alıntı