Biz de Varız

KAYSERİ DİYALİZ HASTALARI FORUMUNA HOŞ GELDİNİZ => KAYSERİ DİYALİZ HASTALARI FORUMUNA HOŞ GELDİNİZ => Genel-Sohbet muhabbet genel konular => Konuyu başlatan: melleseferi - Ocak 04, 2014, 01:52:46 ÖS

Başlık: KRONİK HASTALIKLARDA ÇALIŞMA METODU - ÇOK ÖNEMLİ MUTLAKA OKUYUN !
Gönderen: melleseferi - Ocak 04, 2014, 01:52:46 ÖS
KRONİK HASTALIKLARDA ÇALIŞMA METODU - ÇOK ÖNEMLİ MUTLAKA OKUYUN !

(http://iheartguts.com/shop/images/kidney-plush-toy-2.jpg)

Evet çare var aslında, şimdi duyar gibi oluyorum böyle şeymi olur yada imkansız,doktorlar bulamamış,yada kim kurtulmuşta ben bu konuya inanim diyeceksiniz doğal olarak...Burada yazdıklarım alışmış olduğnuz iyileşmeyi dışardan müdahle ile ilaç mantığının çok farklı olabilir.
Ama lütfen bu yazının tamamini kendi sağlığınız için okuyun.

Bizlere yıllardır öğretilen kronik bir hastalığın düzelmesinin imkansız olduğu ve
tedavi edilemeyeceğidir, bu mantığa okadar inanmışız ki kim ne derse desin iyileşebileceğimize inanmıyoruz.Özellikle böbrek konusunda malesef modern tıb kronik vakalarda durumu geciktirmekten başka hiçbirşey yapamıyor.

Onlarıda suçlamak yersiz çünkü ellerinden geleni yapıyorlar,ancak doktorlarımızada öğretilen , 6 yillik bir eğitimden sonra bu tip alternatif çalışmalara ve insanın kendinden gizli olan potansiyeline inanmaları çok zor.

Burada anlaşılması gereken insan bedenin yalnızca kan ve etteden değil birde enerji meridyeni kavramının anlaşılması,5000 yıllık doğu tıbbı mantığının iice anlaşılarak doğru tedavi yönteminin seçilmesidir.Yoksa aynı noktada döner dururuz.

İnsan bedeni buğünkü bütün teknonojilerden çok daha üstün ve potansiyele sahip.Bütün evrenin parçası bizde saklıyken neden kendimizden bi haber yaşarız oda bilinmez...
Bu noktada modern tıp elbetteki elinden geleni yapmakta sağladığı teknikler
sayesinde bizleri hayatta tutmaktadır.Ancak hastalıklar bilinen modern tıp mantığından daha farklı bir mantıkta bize başka kapılar açabilir.

Araştırdığımızda azda olsa bazı doktorlarda doğu tıbbını ögrendikten sonra, iki uygulamayı beraber kullanmaya başlıyorlar.Tabiki Modern tıbda acil durumda çok etkili ve öyle durumlarda kimseye gitme denemez,bende pek çok konuda doktorlara saygı duyuyorum,unutmamak gerekirki bugunkü diyaliz teknonojisi ve doktorlarımız olmassa hayatta olamayacaktık.

Ancak modern tıbba okadar inanmışız ki mantığımız ilerlemiş bir hastalığın düzelebileceğine almıyor.İllaki bilim adamları gen kök hücre, gibi yeni bir teknonoji bulsun yada bir ilaç yapılsın diye bekliyoruz , fakat zaman hızla geçiyor ama bizlerin kaybedecek zamanı yok,Şahsen ben 3-5 sene bekledim iice geç kalmaya niyetim yok : )

Bu noktada organ naklide böbrek yetmezliğine çözüm olarak gözüksede , uzun vadede kullanılan ilaçlar v.s çeşitli zorlukları var.Tabiki hiç şansızınız ve karaciğer yetmezliği gibi zamanınız yoksa acil çözüm olarak gözüküyor.Ancak diyaliz gibi şansı olan bizler için,sadece organ nakline hayatımızı bağlamak ve beklemek pek mantıklı değil...En azından beklerken boş durmamak birşeyler yapmak lazım....Hastalığıda kabul edip onunla yaşamayı öğrenmek tamam ama sonsuza kadar değil birşekilde doğru çözüm yollarını bulmak gerekiyor.Çünkü derdi veren şifayıda vermiştir mutlaka.....

Aslinda yillarca bende hep çareyi bu şekilde dışardan beklemiş biriyim ,bir bitki yada bir teknonojiyi arayıp durdum. Ama hicbirsekilde şifanın kendi elimin altında olduğunu hayal bile etmemiştim,yıllar önce birisi bana gelip anlatsa banada tuhaf gelir inanmak istemezdim belki ama,hep araştırmayı aramayı kendime ilke edinerek, mutlaka derdi verenin dermanıda biryerlere gizlediğini düşünüp durdum.
[Resim: reiki1.jpg]
Yıllar önce tanıştığım bioenerji uygulamasının kendi kendime yapabileceğim aklımdan geçmediğinden için üzerine gidememiştim.Arayışlarımın sonunda internet sayesinde pek çok bilgiye ulaştım,derken bir rusyada bilimsel olarak konuda kendisini geliştirmiş enerjistle tanısmam,hastalığa karşı tüm bakışımı değiştirdi,tabiki bende böbrek konusunda hiçbir çarenin olmadığına o kadar inanmıştım ki değişime inanmam,ancak aylar sonra oldu,çünkü bu süre zarfında konuyu anlattığım insanların pek çok eleştirisine,inançsızlığına ve tartışmalarına şahit oldum,buda ister istemez yürüdüğüm zorlu yolda moralimi bozdu,fakat araştırmalarımda bir bayan doktorun 3-4 ayda annesine uygulayarak elde ettiği küçükte olsa degişim ve Prof.Dr Seçkiner Görgün gemterappy ile elde etmiş olduğu paramkin kalınlığı ve böbrek çapı düşmüş hastadaki iyileşmeyi sağlamış olması, pek ciddiye alınan bir haber olmasada, benim için önemli bir haber ve umut oldu. http://www.sgorgun.net/documents/16_bobr...ortaji.pdf (http://www.sgorgun.net/documents/16_bobr...ortaji.pdf) ve zamanla insan kendi bazı şeyleri yaşayınca herhangi bir şüphem kalmadı.




Tabiki hastalığımın başından ve diyaliz süreci ile küçültmüş olan böbrekleri geri döndürmek tamamiyle kurtulmak kolay değil,sabırlı bir çalışma,disiplin ve stres sinir gibi durumlardan kaçınmak gerekiyor.Enerji ve nefes tekniklerinin önemi pek çok insan tarafından anlaşılamasada forumda tamamlayıcı tıp bölümü açarak konuyu özellikle yeni kronik ve diyaliz hastaları organ nakli şansı olmayan diabet v.s gibi durumlu hastalar için özellikle göstermek istedim.

Öncelikli olarak alternatif bakış açısıyla alıntı yaparak,hastalığın ne olduğunu ve nedenlerini anlamamızda fayda var diye düşünüyorum.



Alıntı:
Neden Hasta Oluruz?


Evrende herşey enerjidir. Evrendeki herşeyin özü kuant dediğimiz enerji zerrecikleridir. Gördüğümüz, algıladığımız canlı cansız herşey kuant dediğimiz enerji zerreciklerinin belli sayılarda yoğunlaşmasıdır.

Evren bir enerji okyanusudur. Nesneler arası boşluklar dediğimizde enerjidir. Sürekli titreşim halinde olan kuantlar özel programa organize olup şeyleri oluşturur. Vücuda gelen oluşumları biz isimlendiririz. Beş duyu ile algılayabildiklerimiz kadar, duygu ve düşüncelerde enerjidir. Onların titreşim sayılarının yoğunluğu, niteliğini ve kalitesini belirler.

Bizlerde belli titreşimlerin "kan-kemik-kas-sinir-doku vs." birleşimi ile organize olmuş enerji varlıkları olduğumuz kadar bizi canlı kılan özel bir enerji sistemi ile donanmış durumdayız. Evrensel enerji ile sürekli bağlıntıda olan ve ondan beslenen vücudumuzdaki enerji sistemimiz özgün bir yapı oluşturur.


Vücudu kan damarları gibi saran "nadi" dediğimiz enerji kanalları ile bu enerji dolaşır. Belli şekillerde enerji meridyenleri oluşturur. Bu meridyenlerin başlangıç ve bitiş noktaları, özel enerji tetikleme noktaları olduğu kadar, enerji beslemesi yapacağı organ ve sistemleri işaret eder.
Eğer yaşam enerjiniz düşükse veya dolaşımında bir tutukluk varsa hastalıklara daha açık olursunuz. Enerjiniz yüksek olduğunda ve rahatça aktığında; daha az hastalanır ve sağlığınızı uzun süre koruyabilirsiniz.
Bedenimizdeki sistemlerin hepsi birbiri ile bağlantı halindedir. Bir tanesi bozulduğunda, zaman içinde diğer sistemleri de etkilemeye başlar. Bir bölgedeki hastalık, ilişkili başka bir bölgede hastalığa ya da olumsuzluğa neden olabilir. Enerji düzeyinde başlayan bozuk bir titreşim zihinsel ve fiziksel düzeyde hasara yol açacaktır. Reiki, vücuttaki sağlığın, uyumun ve dengenin düzenlenmesini sağlar.
Enerji akışımızı değiştiren, sekteye uğratan, hastalığa sebep olan unsurları incelediğimizde bunların; negatif düşünceler, zihinsel karışıklık, doğru nefes almama, düzensiz beslenme, hareketsizlik olduğunu görüyoruz. Ve böylece hastalığı bizim yarattığımız ortaya çıkıyor.

Hemen pozitif tarafından gözden geçirelim. Eğer hastalığı biz yaratıyorsak o zaman tekrar yok edebilir, iyileştirebiliriz.''

Endişe duygusu dalak üzerinde etkisini gösterir. Bu problem üzerine aşırı düşünmek sıkıntı hissetmek dalak enerjisini bloke eder. Depresyon huzursuzluk iştah azalması, yorgun kol ve bacaklar, karın şişliği ve bayanlarda adet dönemi bozuklukları olarak ortaya çıkabilir.

Üzüntü ve Yas akciğerlerin enerjisini bozar ve solunum sıkıntıları ortaya çıkabilir. Örneğin bronşit, astım gibi sorunlar sevilen birinin kaybedilmesiyle ilişkilendirilebilir. Ve bireyin kendisini bastırılmış boğulmuş hissetmesi, bireysel bağımsızlığını hissedememesi durumlarında ortaya çıkabilir. Göğüsten gelen derin öksürükler mutsuzluğun göstergesi olabilir çünkü ciğerlerdeki enerji sıkışmıştır.
“Vücuttaki her organ, esiri alanda kendisine denk gelen enerjetik ritme sahiptir. Çeşitli organ küreleri arasında, sanki bir aktarım işlevi varmış gibi değişik ritimler karşılıklı etkileşmektedir.” Dr. Dora Kunz


Ayrıca konuyla ilgili olarak bknz. Alternatif Sistemlerle Enerji Dengesi
http://www.minidev.com/atip/tip_ased.asp (http://www.minidev.com/atip/tip_ased.asp)
Enerji meridyenleri : http://www.indigodergisi.com/burcin_21.htm (http://www.indigodergisi.com/burcin_21.htm)
http://www.enerjibedendengesi.com/ya...cut_harita.htm (http://www.enerjibedendengesi.com/ya...cut_harita.htm)


Akupunktur tedavi yöntemi,Yin yang teorisi, beş element teoresi, maksimal zaman teorisinden şekillenmiştir.
Bu teoriye göre; dünya ve kainattaki bütün varliklar, tamamen zıt ama aynı zamanda bir birini tamamlayan kutublardan şekillenmiştir, Bağımsız gibi görülen bu kutublar, qi enerji sayesinde evren hareketin devam etmesini, dengesini ve bütünlüğünü sağlar.
Su, metal, ağaç, ateş, toprak ve qi enerji ile canlılık şekillenir. İnsanlar bu maddeler sayesinde yaşar, hayatını devam ettirir. Bu elementler, belli bir zaman içinde bir birini etki eder, korur, kontrol eder ve yeniler.
İnsanlar, bu evrenin bir parçası olduğundan, organlar, dokular ve en kücük hücreler kadar bu denge üzerine kurulmuştur.
Qi enerji, insanların doğuştan var olan, sonradan gelişen ve insan vücudunda ağ şeklinde yayılmiş meridyen hattında dolaşan , organları ve hücreleri besleyen bir enerjidir.
Organlara,dokulara ve hücrelere yaşam sağlayan qi enerji , meridyen ağı sistemi vasıtasıyla bütün vücuda yayılır ve bu sistemi korur.
İnsan vücudu, yaşamsal qi enerji taşıyan 12 ana meridyen , 2 dal meridyen ve sayısız kılcal meridyenlerden şekillenir. Meridyenler hattındaki ana sistemde, şu ana kadar tesbit edilen 365 adet aku-nokta ve mini sistem(Kulak, Ayak altı)deki aku-nokta olmak üzere toplam 2000 den fazla aku-noktalar mevcut olup, tedavi esnasında ve hastalık teşhisinde kullanılır.
İnsanlar, iç ve diş etkenden dolayı denge bozulduğunda, organlar ve hücrelerin çalışma sisteminde değişiklikler meydana gelir, meridyenler bundan etkilenerek düzensiz çalışmaya başlar, enerji dağılımında dengesizlik ve düzensizlikler meydana gelir, bu kısır döngü, organlar ve hücrelerin sağlıklı çalışmasına engel teşkil eder ve insanları ‘hasta’ eder. " hastalıklarımızın nedeni de bedeni oluşturan organlar arası ahengin bozulması ve enerji akışı bloke olarak engellenmesidir''.
Tedavideki amaç, bloke olan bu meridyeni yeniden açarak sistemin normal çalışmasını sağlamak ve insan sağlığına kısa zamanda kavüşturmaktır

(http://img70.imageshack.us/img70/5835/82qf4.png)

“İnsanları üzen eşya ve hadiseler değil, onlar hakkında sahip olduğu düşüncelerdir.” Epiktetos

Hastalığın sebebinin, psikolojimizin ve çevresel etkenlerin enerji meridyeninde yaratıtığı tıkanıklık olduğunu anladıktan sonra,tedavide yapılan şey ise nefes yada enerji teknikleriyle tıkalı olan enerji bölgesinin açılmasıyla enerji akışının sağlanmasıdır.Böylelikle
bedenin bugun en yüksek tıp teknonojilerin yapamiyacağı,kendi iyileşme mekanizmasının çalışmasına izin vermiş oluruz..Eğer ki hastalık psikolojiden değilde,yani dış etkilerden yanlış ilaç kullanımı ,yanlış yiyecek v.s gibi sebeblerden dahi olsa, enerji ve nefes, meridyenlerdeki enerji akışını normal hale getirip,enerji ve nefesin olağanüstü etkisiyle beden iyileşme sürecine girecektir.


İnsanlar genelde alıştıkları ve kendilerine öğretilen şey bir hastalıktan kurtulmak için kolayca daha önceden üretilmiş bir ilac yada bitkiyi içip,kişisel çaba harcamadan düzelmek iyileşmek istiyorlar.Oysaki Kronik bir hastalıkta şifanın tamamiyle olması için kişinin bireysel çabaların gerçekten önemli bir yer tutuyor.Bana göre özellikle modern tıbbın kronik hastalıklarda çareyi bulamasının en önemli sebeblerinden biride budur.




Şimdi yavaş yavaş,kendi gizli potansiyelimizi bir alıntı yaparak başlıyayım.

Alıntı:
Kişisel Şifa gücümüz
Kendimizi iyileştirmek için kendi içimizdeki gücü kullanmak gerekiyor. Enerjmizi dengelemek ve hücre titreşim hızımız ayarlamak için kendi içimizde olan gücü harekete geçirmeliyiz .Yani farkındalığımız arttırarak vücudumzla gereken ilişki ve diyaloğu kurmalıyız. Böylece yeni programlarla vücudumuzdaki enerji aksaklıklarını düzeltir ve şifalanırız. Hepimiz kendi kendimizi şifalandırma yeteneğine sahibiz. Sadece bunu kabul edip harekete geçirmemiz yeterli. Farkındalığımızı arttırmak için de kendi içimize dönmeliyiz. Bedeneimizle iletişime kendimizi açmalıyız. Nerde nasıl bir tıkanıklık olduğunu bedenimiz bize kendi söyleyecektir. Sesine kulak verip enerjisel işaretlerini duymamız yeterlidir. Pekcoğumuz bu işaretlerin üzerinde durmuyoruz. Çünkü bedenlerimizle konuşabileceğimizi düşünmüyoruz. Sonunda kendimizi cihazlara emanet ediyoruz ve onların bedenimizin lisanını anlayacağını düşünüyoruz. Oysa hangi cihaz sevgi dili konuşur? Bedenin dili sevgi dilidir. Siz sevgisiniz. Bu yüzden cihazların bedeninizi anlayacğını düşünmeyin kendinizi sevin ve iletişime açık olun. Ancak o zaman bedenimzizin ne demek istediğini net bir şekilde anlarsınız. Cihazlar sadece ilerlemiş rahatsızlıkları tesbit edebilir. Cünkü artık gözle görülebilir hale gelmiştir. Beden, lisanı anlaşılmadığı için sizin beş duyunuza hitap eder şekilde problemini anlatmaya başlamıştır. Ancak bu noktada bedeninizi anlamaya odaklanıyorsunuz. Oysa problem coktan büyümüş vaziyette. Ondan sonra da bu gözle görülür sıkıntıları ortadan kaldırmayı hedefliyorsunuz. Problemleri oluşturan kaynağı tedavi etmeyi değil. Bedenleriize eziyet ediyorsunuz. Şifa vermek bu değildir. Şifa vermek, sevgi yüklemektir. Sevgi en yüksek frekanstır. Bedene sevgi yüklediğinizde ona sıkıntı yaratan tüm düşük frekansları temizemiş olursunuz. Ve bedeniniz enerji alanını dengeler. Hücreleriniz yapısısnı dengeler. Atomlarınız titreşim hızlarını dengeler. Tüm bunlar dengelenince zaten beden şifalanmış olur.
Bizler tüm bunları gözönünde bulundurarak önce kendimizle bağlantı kurmalı ve bedenimizde oluşan problemleri görmeyi öğrenmeliyiz. Sonra da kendimize sevgi yükleyerek mevcut tüm rahatsızlıklarıortadan kaldırmayı yani enerji alanlarımızı dengelemeyi hedeflemeliyiz. Böylece ruh ve beden dengemiz oluşur. Enerjimiz vücudumuzda dengeli bir biçimde dolaşır. Şifalanmış oluruz.
Bedenimizin lisanı basittir. Hepimiz biraz farkındalıkla bu lisanı öğrenip kullanabiliriz. Problem olan bölgede ki enerji değişimi, değişik titreşimler en belirgin dikkat çekme yöntemidir. Bedeninizdeki herhangi bir organda normalde hissetmeye alışık olduğunuzdan daha yoğun bir titreşim hissederseniz o bölgede enerji dalgalanması vardır. Bunu fark ettiğiniz anda o bölgeye ve tüm vücudunuza yoğun sevgi frekansı gönderdiğinizi düşünürseniz, enerji açısından uygun tedaviye başlamış olursunuz. Bunu titreşimleri normal hissedene kadar sürdürmeniz yeterli olacaktır.

Şimdide sizlere konuyu daha iyi anlayabilmeniz ve zaman kaybetmemeniz için hazırladığım sorularla kendi deneyimlerimi paylaşmak isterim.Tabiki seçim sizin eğer uygulamaya gecerseniz, ilaclarinizi ve tedavinizi birakmayın.





Soru 1: Nasıl olacakta alternatif yöntemler modern tıbbın çözemediği hastalıkları çözecek ?
Çünkü modern tıb insan bedeninin yalnızca organik,biyolojik olarak ele almaktadır,ancak insan bedeninde yalnızca et ve kemikten oluşmaz.Kan ve damar sisteminin yanısıra, tüm organlara hayat veren enerji yolları yoksayılmaktadır.Bu nedenle sorunun kaynağı anlaşılamamakta çare bulunamayınca kronik ,yani ömür boyunca hastalıkla yaşamak kabul edilmektedir.Oysa 5000 yıllık çin tıbbı insan bedenini beden – enerji olarak bütüncül olarak görür.


Ancak bu noktada önemli olan alternatif yöntemi doğru seçmektir.Çünkü bizler gibi böbrek karaciğer hastaları, alerjisi olanlar v.b. ilaç kullanması sakıncalı hasta grubuna girer.Bu insanlar ilaçsız tedaviye muhtaçtır.

Hastalığın tedavisinde amaç, o hastalığı ortadan kaldırmak olmalıdır. Bioenerji ,nefes yöntemleri, vücuda kendi ilaçlarını ürettirir. Yani vücudun kendi doktorunu uyarırlar. İnsan vücudu mükemmel bir organizmadır. Dışarıdan verilen bu ilaçlar fazlası ile insan vücudunda mevcuttur. Önemli olan, bu ilaç üretim merkezlerini harekete geçirmek için beyne gereken emri vermektir. Doğal tedavi yöntemlerinin felsefesi de budur.

Akupunktur ve doğal tedavi yöntemleri bu yüzden alternatif tıp olarak değil, yetkili tıp doktorlarının uyguladıkları bilimsel tedavi metodları olarak kabul edilmelidir.



Soru 2: Peki nasıl olacak bir uzmana sürekli gidecem paramı verecem ?

Kesinlikle hayır,her insanda kendi kendine iyileştirme potansiyeli var ancak eğitim alırsanız buna para verebirsiniz.Aksi takdirde seans seans para vermek yoktur.Önemli olan kendi potansiyel şifa gücümüzü çalıştırmak , bioenerjiyi aktive etmek uyandırmak , doğru nefes almayı öğrenmektir.Öyle oluncada insan heryerde herzaman sınırsız bir gücü kullanmaya başlar.


Soru 3 : Bir insan kendi kendine nasıl şifa verebilir mevcut bir hastalığını tedavi edebilir ?

Aslinda bu konuyu anlamamiz için öncelikle,hastalığın sebebini ve vucudumuzu bir ağ gibi saran enerji meridyenlerini yani can dolaşımını anlamalıyız

Evrende herşey atomlardan oluşur enerji tüm maddelerde akar.İnsanlarda yaşamı sağlayan organları çalıştıran enerji meridyenleri ile akan enerjidir.Enerji akışı azaldığında yada kesildiğinde bu bölgedeki organ bozulmaya başlar.Çocuklar ve hayvanlarda enerji yolları genelde açık olduğundan bağışıklık sistemleri çok hızlı birşekilde çalışır.

“Vücuttaki her organ, esiri alanda kendisine denk gelen enerjetik ritme sahiptir. Çeşitli organ küreleri arasında, sanki bir aktarım işlevi varmış gibi değişik ritimler karşılıklı etkileşmektedir.” Dr. Dora Kunz

.Basit bir anlatımla enerji yolları sayesinde beden sağlıkli bir şekilde çalışmasına devam ederken,zamanla insan üzüntü,stres yaşam koşulları yanlış beslenme v.s sebebler ile bu mevcut olan yollarda bir kısım tıkanmalar yaratır,bu tıkanıklar koşulların sertliğine ve süresine göre kişide daha ileri seviyede hastalıklar yaratır.

Bunu daha iyi anlayabilmeniz için sinirlendiğiniz yada üzüldüğünüz anlardaki vücdunuzu gözlemleyin neler olduğuna bakın,genelde mideden başlayarak iç organlara negatif bir etki yaratan bütün vucudu mahveden zehirleyen bir durum ortaya çıkar.Bu kronik bir hastalıktan kansere hatta ölüme kadar gidebilir,Konuyla ilgili http://www.psikoloji.gen.tr/modules.php?...nt&sid=189 (http://www.psikoloji.gen.tr/modules.php?...nt&sid=189)
Ayrıca osho’nun beden ile zihni dengelemek kitabına bakabilirsiniz. http://www.ilknokta.com/urun/77932/Beden...-Osho.html (http://www.ilknokta.com/urun/77932/Beden...-Osho.html)


Neden Hasta Oluruz?
Eğer yaşam enerjiniz düşükse veya dolaşımında bir tutukluk varsa hastalıklara daha açık olursunuz. Enerjiniz yüksek olduğunda ve rahatça aktığında; daha az hastalanır ve sağlığınızı uzun süre koruyabilirsiniz.
Bedenimizdeki sistemlerin hepsi birbiri ile bağlantı halindedir. Bir tanesi bozulduğunda, zaman içinde diğer sistemleri de etkilemeye başlar. Bir bölgedeki hastalık, ilişkili başka bir bölgede hastalığa ya da olumsuzluğa neden olabilir. Enerji düzeyinde başlayan bozuk bir titreşim zihinsel ve fiziksel düzeyde hasara yol açacaktır. Reiki, vücuttaki sağlığın, uyumun ve dengenin düzenlenmesini sağlar.

(http://img338.imageshack.us/img338/9286/bobrekmeridyenitikalialza6.jpg)

Böbrek:Ayak tabanından başlayıp göğüste biter. Su elementinin etkisindedir. Eş organı idrar kesesidir.
Ellerde ve ayaklarda başlayan/biten meridyenler çifttir, örneğin, sol eldeki kalın bağırsak meridyeni sağ elde de aynı hatta mevcuttur.

Şekilde böbrek meridyeni üzerinde görünen tıkalı alan gözükmekte ,mantık olarak düşündüğümüzde midedeki stresin iç organlara etkisinin düşünebirsiniz.Aynı şekilde karaciger v.s hastalıklarındada aynı tıkanıklık mantığı düşünmek gerekir.
İnsan kücük kücük ırmaklardan oluşan bir nehir olarak düşünürsek , ne zaman bir bölgede akışta tıkanma olursa ,haliyle orada kir pas ve sonunda çalışamaz hale gelecektir.

Bu noktada modern tıbbın hatası insanı sadece organik bir yapı olarak düşündükleri,bio elektiriğin ve enerji meridyenlerini yok saydıklarından hem hastalığın sebebinini anlıyamayıp, hemde sorun olduğunda çözümü ilgili organı,araba parçası gibi değiştirmekte buluyor.


# Hastalıkları neden yaratıyoruz size göre?

Basit bir mekanizma ile ortaya çıkıyor. Tüm hastalıklar önce bizim zihnimizde, enerji bedenimizde yani ruhumuzda yaratılır. İddialı görünecek ama aslında çok basit, herkes biraz kalbini açıp, yargıları bir yana bıraksa, bunu kabul eder, işin özü bu. Yaşadığımız her şeyin sorumlusuyuz aslında. Bu kötü bir laf. İnsanlar bununla yüzleşmeyip, kurbanı oynamayı seviyorlar. 'Çok şansızdım böyle bir şey oldu' diyor. Mesela arabada bir sorun var, yağ lambası yanıyor Tamirci iki şey yapar; ya göstergeyi açıp kabloyu keser ya da motoru açıp oraya yağ koyar. Modern tıp cerrahi yöntemlerle ya da semptomları baskılayarak, kabloyu kesen tarafta duruyor. Ağrı kesici aldığınızda ağrıyı baskılamış oluyorsunuz, şifalandırmıyorsunuz. Kabloyu kestiğinizde göstergede ışık yanmıyor ama yüz kilometre gidince kanser oluyor, başlıyorlar tümörleri çekip çıkarmaya, çıkardıktan sonra muhtemelen birkaç sene sonra 'metastaz yaptı' deniyor. alinti http://www.aksam.com.tr/haber.asp?a=8400...18.07.2007 (http://www.aksam.com.tr/haber.asp?a=8400...18.07.2007)


Enerji akışımızı değiştiren, sekteye uğratan, hastalığa sebep olan unsurları incelediğimizde bunların; negatif düşünceler, zihinsel karışıklık, doğru nefes almama, düzensiz beslenme, hareketsizlik olduğunu görüyoruz. Ve böylece hastalığı bizim yarattığımız ortaya çıkıyor. Hemen pozitif tarafından gözden geçirelim. Eğer hastalığı biz yaratıyorsak o zaman tekrar yok edebilir, iyileştirebiliriz.


Hastalığın sebebinin, psikolojinin enerji meridyeninde yaratıtığı tıkanıklık olduğunu anladıktan sonra,tedavide yapılan şey ise nefes yada enerji teknikleriyle tıkalı olan enerji bölgesinin açılmasıyla enerji akışının sağlanmasıdır.Böylelikle
bedenin bugun en yüksek tıp teknonojilerin yapamiyacağı,kendi iyileşme mekanizmasının çalışmasına izin vermiş oluruz..Eğer ki hastalık psikolojiden değilde,yani dış etkilerden yanlış ilaç kullanımı ,yanlış yiyecek v.s gibi sebeblerden dahi olsa enerji ve nefes, meridyenlerdeki enerji akışını normal hale getirip ve enerji ve nefesin olağanüstü etkisiyle beden iyileşme sürecine girecektir.

Enerji Meridyenleri...
İnsan vücudundaki tüm yaşamsal aktivitenin üstünde olan ve tüm vücudu içine alan üst düzey bir kontrol mekanizmasının olduğunu biliyoruz. Vücut üzerinde en üst düzeyde yapılan bu iletişim vücudu saran enerji meridyenlerini kullanır. Varsayım olarak bu bilgi çok ince elektromanyetik titreşimlerle taşınır.

Vücudu saran ve enerji meridyenlerinde dolaşan bu elektromanyetik bilginin bozulması sistemin tıkandığı ve hastalıkların başladığı ilk basamaktır. Biorezonansla yapılan işlem enerji meridyenlerindeki anormal elektromanyetik aktivitenin ortadan kaldırılmasıdır .



Kireçlenmiş ,hatta beton gibi sertleşmiş bir su borusunu düşünün bu soru borusunun tam içindede organınız bulunduğunu hayal edin,burada tanzikli su yani enerji ile kiri pası temizleyerek akış sağlanır.konuyla ilgili bknz : http://www.minidev.com/atip/tip_ased1.asp (http://www.minidev.com/atip/tip_ased1.asp)


Dediğim gibi enerji ve nefesin içten yaptiği etki, vucuda zarar vermeden yapılan tıkanıklığı açma ve akışı sağlama işlemdir,modern tıpta bu uygulamaların aynısı mevcut teknonojiyle yapılamaz ,çünkü tıp insanı daha çok bir makina görmektedir,herhangi bir organ bozulduğunda sebebi anlaşılamadığı ve ilaçlar yetersiz kaldığından o organı yada sorunlu bölgeyi çıkarmak olarak çözüm sağlanır.Oysa enerji ve nefes sorunlu bölgeyi temizlendirerek şifalandır böylelikle beden kendi potansiyel iyileştirme gücünü çalıştıracak açılım sağlanır.
Yani insan bedeni, bugunkü bütün modern teknonojilerden okadar ileridirki bunu hangi beden organını araştırırsanız mükemmel çalışma ve düzelme gücünü daha iyi anlarsınız.Bu yüzdendirki böbrek gibi küçük bir organın bile işlevi oldukça karmaşıktır,bu noktada beklenen yapay organ ümidinin gerçekleşmesi oldukça uzun zaman alabilir.......


Soru 4 : Böbrek veya başka bir organ konusunda Alternatif çalışmalar hangi durumda işe yaramaz ?
Kesin olmamakla birlikte,böbrekler alınmamışsa bana göre herzaman şans vardır,Ancak böbrek konusu zor bir konu olduğu için hastalığın başlangıç tarihine göre iyileşme süreci daha çok zaman alır.Yıllarca unutulmuş iyi bakılmamış bir bedeni düzeltmek kolay olmayacaktır.


Soru 5 : Böbrek fonksiyonlarım bitmiş idrar yapamıyorum, acaba bu durumda enerji ve nefes çalışmaları işe yarar mı ?
Elbetteki kronik hastalığa yeni başlamış idrari ,böbrek fonksiyonları iyi olanla tamamen bitmiş aynı olmayacaktır.Yani imkansız diyemem ama enerji ve nefes tekniklerini kombine kullanıp bu işe konstre olarak güzel sonuçlar elde edilebileceğini düşünüyorum.öyleki bir başka forumda bir doktor hanımın hiç idrarı olmayan annesine 3-4 ay durmadan uygulayarak idrarin tekrar başladığını okumuştum.Ancak tabiki böbreği bir çicek gibi düşünürsek solmuş bir çiçegi geri döndürmek zor olacaktır,burada önemli olan çiçeğin dalından kopmamış bağlantının olması önemlidir.Yani Yaprak kurumuşta olsa kopmadıkça yeşerebilr.Ancak birgün yapim birgün yapmayım mantığıyla olacak iş değil.İlaç gibi düzenli yapmak irade ve sabır gerekmektedir.


Bu noktada, kronik hastalığın oluşumuna göre çalışmaların ilerleyişinde farklılıklar olacaktır.Örnegin kiste bağlı böbrek yetmezliği ile nefrite bağlı olan arasinda fark vardır.bana göre kistler daha kolay yokedilip ilerleme kaydedilebilinir,Modern tıpta mevcut teknonojiyle bunun çözümü yok çünkü kistin oluşumu tamamiyle anlaşılamıştır.Bu durumda ameliyatla ya kistli bölge alınır,yada kemoterapi gibi ağır uygulamalarla vücuttaki tüm hücreler öldürülür.Bununda yan etkileri ve sonuçları malumdur.

Ancak enerji uygulamasında ilaç gibi her soruna ayrı bir çözüm üretmediğinen enerji verildigi bölgedeki tıkaniklik kaldırılınca vücüdun kendi düzelme mekanizması çalışmaya başlar ve enerji şifalı bir su gibi kistli bölgeyi temizler.Kistler konusunda enerji uygulamalıryla elde edilmiş olumlu sonuçlar vardır ancak tabiki kişinin iradesi ve çalışma disiplini önemlidir.

Bu noktada enerji ve hastalık mantığını iice anlamak gerekir.Mantık anlaşıldığında hastalıkların temelinin ve çözümünün aynı ve imkansız olmadığı anlaşılacaktır.Tabiki kesin kelimesi kullanılmaz,kişinin bireysel çabası ve sabrı çok önemlidir.


Hastalıkta ilgili organ alınmamışsa bence herzaman şans vardır.

Soru 6 : Bugüne kadar böbrek yetmezliğini düzelten hiç duymadım neden ben deniyeyim ?
Belki inanmıyacaksınız ama 2 sene diyalize giripte düzelen ben duydum,kendi merkezimde olmuş doktorum söyledi ,nasıl düzeldiklerini bilmiyorum ama bu umut olmuştu.
Daha sonraki araştırmalarımdada gemterapy uygulamasıyla bknz http://www.sgorgun.net/documents/16_bobr...ortaji.pdf (http://www.sgorgun.net/documents/16_bobr...ortaji.pdf)

Alıntı:
Alime Kalebek: “Artik hiç bir sikayetim kalmamisti. Kasim ayinda yapilan son
Doppler tetkikinde inanilmaz bir gelisme oldugu ortaya çikti. Tedaviden önce 4mm olan sag
böbrek parankim dokusunun tedavi sonunda 7.9mm’ye çiktigi görüldü.”
Bu iyilesmeyi Uzm. Dr. Duygu Bilginer söyle açikliyor:
“Fizik ve Rehabilitasyon tedavisinin fiziksel etkilerinin yanisira biyolojik etkilerinin
de oldugu bilinmektedir. Alime Hanim’in vakasinda da, 4mm olan sag böbrek parankim
dokusunun tedavi sonrasinda %97’lik bir artis gösterip 7,9mm’ye çikmasi buna bir örnek
olarak gösterilebilir.”
Dr. Seçkiner Görgün teknik olarak tedavi sistemini söyle açikliyor:
“Yakin zaman içerisinde atomun parçalanamayacagi iddia edilirdi ancak bunun dogru
olmadigi anlasildi. Ayni bu örnekte oldugu gibi hasar görmüs çogu dokunun rejenere
olmayacagi iddia edilmektedir. Ancak bu günümüzün teknolojisiyle mümkündür. Alime
Hanim’in tedavisinde kullandigimiz ‘Radyodalgasi ile çalisan fizik tedavi sistemi’, böbrek
parankiminin rejenere olmasini saglamistir.”. Dr. S. GÖRGÜN, Dr. Duygu BILGINER'in
fizik tedavi ve rehabilitasyon muayenehanesinin teknik danismanligini yapar ve Türkiye'nin
sinirlari dahilinde tip doktorlugu meslegini yapmaz.
Alime Hanim konusmayi söyle noktaliyor:
“Rahatsizligim sirasinda diger böbrek hastasi insanlari gördüm. Bu hastaligi
yasamayanlar, onlari maalesef tanimiyor, çektigi acilari ve sikintilari bilmiyorlar. Bu yazi
umarim benim durumumda olan insanlara yol gösterici bir kaynak olur ve hala bir umut isigi
kaldigini hatirlatir.”



Görüldüğü gibi bozulmuş böbrek fonksiyonlarını düzelten var.Bu modern tıbba göre mucize olabilir.Ancak onlarda türkiyede uygulamayı bırakmışlar modern tıpda konu üzerine gitmemiş,fakat bizler için önemli umut verici bir durum.Bence enerji ve nefes uygulamalıyla aynı sonucu elde etmek mümkün..Çünkü mantık aynıdır.
Ayrıca alternatif enerji ve nefes teknikleri bugune kadar ülkemizde deneyen uğraşan ben göremedim.Genelde insanlar bende dahil bu işlerden bir haber yaşadık.Bu noktada enerji ve nefesin gerçekten işe yarayacağına inancın olmaması bu sebeble denenmemiş olmasından kaynaklanıyor.Bildiğiniz gibi insanlar çaresizce organ bekliyor .Bu noktada modern tıpda işe biyolojik yaklaşımda bulunduğundan çözüm beklemek güç..Onlar şimdilik kronik hastalık da çözüm defterini kapatmışlar.Çünkü bilmedikleri,enerji meridyenindeki tıkalı alanı şimdiki ilaçlarla yada ameliyatla çözüm getiremessiniz.Ancak Dr.Seckinör Görgün gem terappy ile bulduğu cihazla sağladığı elektro manyetik radyo dalgasıyla çözüm olabilir.Buda reiki,bioenerjide yapılan şeyin yapay halidir bana göre.Bu noktada çözümü hiçbir cihaza gerek duymadan enerji ve nefes sistemiyle sağlayabiliriz.Öncelikle inanmak daha sonrada çalışmak gerekli.


Bizim toplumuzuz malesef biraz hazırcı illa birileri birşey yapsın diye bekleyip duruyorlar....
Yurdısındaki insanlar daha araştırmacı olduklarından ,enerji ile böbrek konusunda bazı çalışmalarda bulunmuşlar,Konu üzerinde yurtdısında http://www.google.com.tr/search?client=f...e%27da+Ara (http://www.google.com.tr/search?client=f...e%27da+Ara) araştırmalara bakabilirsiniz.
Sonuç olarak , birilerinin denemesi gerekli ki bir başarı elde edilsin.Zaman geçiyor ve hiçbirimiz için kaybedecek zaman yok...Denemeden emek harcamadan güzel şeyler olmuyor.....



Soru 7 : Enerji uygularken nasıl oluyorda uzman olmama rağmen böbreklerime faydası olacak ?

İnsan vücunda bulunanan enerji meridyenleri bir ağ gibidir.vucudun neresinden elinizle uygulama yaparsanız enerji bütün yollardan geçer,amaç yolun sonu olan ayaklardan çıkmasıdır.Bu yüzden yolların üstünde bulunan hastalığı yaratan, bütün tıkalı alanlar bölgesel bir bilgi uzmanlık olmaksızın yavaş yavaş açılır.Buda tanzikli bir hortumla sürekli bir toprak duvara su göndermeye benzer.

Ayrıca bknz enerji meridyenleri http://www.indigodergisi.com/burcin_21.htm (http://www.indigodergisi.com/burcin_21.htm) Tabi böbrek yetmezliği için özellikle el pozisyonunu böbrek bölgesinde çalışmak yararlı olacaktır.

http://steppingstonesessions.com/images/pic5.jpg (http://steppingstonesessions.com/images/pic5.jpg)


Ayrıca konuyla ilgili bknz.
http://www.reikilink.com/resorular.htm (http://www.reikilink.com/resorular.htm)


[Resim: pic_about_eft_meridian.jpg]

Soru 7 : Ben bu tip şeylere inanmıyorum , Nedir bu enerji , ruhsalmıdır , bilimselmidir ?

Genelde bu konularda pek çok insan süpheye düşüyor,çünkü ülkemizde ve dünyada bu konuları ruhsal konularla karıştırıp istismar eden malesef pek çok insan var.Ancak insanlığın tarihinden beri uygulanan,geliştirilen biyoenerji ortaçağda unutulmuş 1900 lü yillarda Yeniden rusya , uzakdoğu gibi yerlerde ortaya çıkarak pek çok insan , doktor ve bilim adamı tarafından uygulanmaktadır.Rusyada ve avrupada bilim olarak görülen bioenerji amerikada pek çok hastenede uygulanmaktadır.Mesela Ünlü kalp Cerrahı Dr. Mehmet öz gibi doktorlar uygulamaktadır.bknz http://www.derki.com/sayfalar4/reiki.html (http://www.derki.com/sayfalar4/reiki.html)

Enerjinin bilimsel olduğuyla ilgili internet sayesinde pek çok bilgiye ulaşabilirsiniz.O kadar çok bilgi varki yani bu kadar insanin hayali birsey üzerine uğraşması mantıklı değil.Ancak toplumuzda modern tıp okadar üstün birşey olarak bilinmektedir ki bazı şeylerin farklı bakış açısıyla görmek insanlar için çok zor olmaktadır.Üfürükcülere,sahtekar bitki uzmanlarına v.s değer verilirken şifanin kendi elinde olduğu insanın aklına gelmemektedir.
Konuyla ilgili bilimsel bir görüş için http://www.bioenerji.org (http://www.bioenerji.org)
http://www.pozitifbeden.com/tech/bioener...-1499.html (http://www.pozitifbeden.com/tech/bioener...-1499.html)

http://www.tsev.org.tr/files/downloads/e...enerji.pdf (http://www.tsev.org.tr/files/downloads/e...enerji.pdf)

Bioenerji kesinlikle placebo, yani insanin kendi kendini kandırması değildir.Bazıları Ruhsal olduğu söylensede Bilimsel ve ölçülebilen birşeydir.
Ama işin gerçekliğini anlamanız için iki elinizi yavaş yavaş yaklaştırıp çekerek aradaki enerji akışını hissetmeye çalışın.Burada hastalığımızdan dolayi enerji seviyemiz düşük olduğundan hissetmemiz zaman alabilr.Bunun yaninda elinizi bedeninize koyarak hergun bekleyin vucudunuzda olan ısınma v.s şeyleri kendiniz izleyin.Burada kısaca enerji seviyesi konusunada girersek enerji meridyenlerinin akışındaki aksaklıktan dolayi hasta insanlarda doğal olarak enerji seviyesi düşük olacaktır.
Örneğin ben ilk başladığımda iki elimin arasındaki mesafe 1-2 cm kadar dı.zamanla 30 cm -1 m arası oldu , buda öyle hayali birşey değil iki el arasında hissedilebilinen ve enerji ölçen aletler tarafindan veri olarak görünebilen radyo dalgası gibi birşeydir.Buda enerjinin plecebo etkisinin olmadığının kanıtıdır. Konuyla ilgili http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=48645 (http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=48645)


Enerji bir madde değil, kendini hareketle gösteren bir kuvvettir. Örneğin, bir kar fırtınasında kar tanecikleri görülebilir ama bir çeşit enerji olan rüzgar görülemez, sadece hissedilir.
Dünyamız katı maddelerden oluşmuş gibi görünmesine rağmen aslında deniz gibi hareket halinde olan akıcı bir enerjiden oluşmuş ve onunla çevrelenmiştir.
Modern bilim, insan organizmasının sadece fiziksel bir yapı olmayıp tüm evrende olduğu gibi normal gözle görülemeyen bir enerji alanına da sahip olduğunu doğrular.
Basit şekliyle evrende canlı ve cansız diye tanımladığımız her oluşum moleküllerden, moleküller atomlardan, atomlar ise atomaltı parçacıklardan oluşmuştur. Canlı ve cansız ayrımı belki de çok şanssız bir tanımlamadır. Tüm madde ve varlıkları oluşturan temel yapıtaşı aynı olduğu ve bu yapıtaşı sürekli bir devinim ve saf bir “enerji” olduğuna göre aslında evrende “cansız” hiçbir şey yoktur. İşte varlıkları özde aynı temele bağlayan ve aynı kaynaktan besleyen bu oluşumun bütününü evrenin yaşam enerjisi olarak tanımlamak mümkündür. Doğal olarak bu enerjinin kaynağı yaradılış noktası olarak tanımlanabilir.
Bu demektir ki, biz saf enerjiyiz.


Soru 8:Bu konuda eğitim almalımıyım ?
Hastalık sebebiyle enerji seviyeniz düşük olabileceğinden bir eğitmen tarafından reiki yada bioenerji eğitimi alabilrsiniz, ülkemizde iyi eğitmenler ,doktorlar mevcut bknz . bkz http://www.energyturkey.org (http://www.energyturkey.org) http://www.reikimaster-mindu.com/masters.html (http://www.reikimaster-mindu.com/masters.html) yada siz araştırın derim.Burada önemli olan şey bir kez eğitim aldıktan sonra kendi kendinize yapabilmenizindir,yani akapunktur v.s gibi seans seans para vermenize gerek yoktur.

.Bu noktada bioenerji ile reiki arasında fark olduğu söyleniyor ,reikide uyumlama yani egitmen tarafından size kısa süre enerji verilerek el verme işlemi mevcut buda 1 günlük kursla oluyor.
Kurs ücretide 100-150 ytl ve hayat boyunca birkere veriliyor.Para durumunuz yoksada yardımcı olunur.Hayatınızı değiştirebilecek güzel bir eğitim için bence hiçde önemi yok : )
Eğitmenler için bknz http://www.reikimaster-mindu.com/masters.html (http://www.reikimaster-mindu.com/masters.html)
.Ben kendi adıma reiki eğitimide aldım ancak daha öncedeki uygulama ile pek bi fark göremedim.Fakat bioenerji ile reiki arasında fark var diyenler var bu çok önemli olmasada eğitmen eşliğinde bu işlerle uğramanız iyi olabilir.

Kursa gitmeden kendi kendime öğrenebilirmiyim ?

Benimde öğrenmem egitmenin enerjisi yüksek olduğundan sırtımdan belli bir süre enerji vererek , tıkalı olan enerji yolunu açmasıyla oldu.Bu hayali birşey değil belli bir zaman sonra vucuduzda hissetmeye başklıyorsunuz.Kendiside eğitmensiz geliştirenler var.Burda önemli olan kendi enerjinizi değil doğadaki enerjiyi bir kanal gibi vucudunuzun içinden geçerek elinizden akması.Yani siz bir hortum oluyorsunuz kaynak doğa oluyor.Böylelikle kişi sonsuz bir enerji kullandığından sınırsız ve yorulmadan istediği kadar uygulayabiliyor.Enerjide kesinlikle hayali birşey değil rüzgar,su ne kadar gerçekse enerjide gerçektir.Ancak bu gerçekliği bedenimizle algılamamız çalışma gerektirir.

Bunu yine siz kendiniz test edin yani elinizi vücudunuza koyduğunuzda neler oluyor,rahatlıyormusunuz onları takip edin.İnsan bedeni kendi kendini düzeltecek enerji yeteneği ile yaratılmıştır.Burda kişi kendi enerjisini değil doğadaki bütün canlılara olduğu gibi kişinin bedenine doğadan dolar ve ellerden çıkar.Normalde enerji herkeste az yada çok vardır ancak hastalık v.s sebeblerden oldukça düşük olabilir,Bu noktada tıkalı enerji kanalının açılması için sırttan enerji vermek gerekir.Çok basit bir işlemdir http://www.reikilink.com/reinisiyasyon.htm (http://www.reikilink.com/reinisiyasyon.htm) konusuna bakabilrsiniz.
Ancak isterseniz eğitim için tek seferlik para verirsiniz.Eğer benim param değerli böyle şeylere paramı verilir derseniz,allta dediğimi uygulayin.Bu birazdaha uzun süren bir işlemdir.


Soru 8 : Peki uygulamak denemek istiyorum ne yapmalıyım ?

Öncelikli olarak sessiz sakin bir odaya geçin , uzanın 3-4 dakika burnunuzdan yavasca nefes alip ağzınızdan yavaşca verin,mümkün olduğunca vücudunuzu gevşetmeye çalışın , daha sonra ellerinizi
Şekildeki gibi tutarak karnınıza yada şekildeki pozisyonlardan birini koyarak en az 5-10 dakika sabit tutun ellerinizi kasmayın rahat olun kafanizda olumsuz düşüncelerden uzak tutun.Zaten zamanla rahatlayacaksınız.Çünkü enerji eft gibi tekniklerle psikolojik rahatsızlarda da işe yaramaktadır.

Bu uygulamayı hergün aksatmadan devam edin , en rahat ettiginiz pozisyonu bulun özellikle bir eliniz böbrekte diğer eliniz üste olmak üzere bizim hastalığımızda daha etkili olacaktır,ama enerjinin etkisini hissettikçe tüm pozisyonları yapmanızı öneririm.Eğer birşey hissedemessiniz bile yılmayın benim enerji meridyenleri hastalıktan dolayı kapalı olduğundan egitmenim 2-3 uygulamasına rağmen net birşey hissedemedim ancak azmim sonunda enerji akışını bütün vucudumda öyle hissettimki ben bile inanamadim.

Soru 9 :Uygulama sırasında vücutta neler olur,nasıl uygulayabilirim ?
Karıncalanma,elde ısı , vücutta ısı artışı,gaz , karından sesler olabilir.İlk zamanlar hiçbirşey hissetmeyedebilirsiniz,ancak ben de olmuyor diyip bırakmamanızı tavsiye ederim. belli bir noktadan sonrada sıvı gibi aktığını hissediyorsunuz.Tabiki bu noktaya gelmeniz için hergün 3-4 saat çalışmalı ve söylenilen şeylere dikkat etmeli kendinizi bu işe vermelisiniz.

(http://www.reikilink.com/images/eldurus.gif)

Ellerin kullanımı:
Reiki ellerimiz aracılığı ile uyguladığımız bir tekniktir. İki elimiz birlikte kullanılır ve vücudun belirli bölgelerinin üzerine yerleştirilerek her bir pozisyonda 3-5 dakika süreyle durulur. Normal bir Reiki seansı yaklaşık 60 dakika sürer. Ancak çoğu zaman vücudun bütün bölümlerini kapsayan bu uygulama yerine, temel çakraları hedef alan ve yaklaşık 30-40 dakika süren kısaltılmış uygulama yapılır. Asgari sürelere uyulması önem taşımaktadır. Reiki’ye siz ve bedeniniz alıştıktan sonra keşiflere başlayıp, Reiki’nin hislerinizi yönlendirmesiyle sizin için neyin o anda uygun olduğunu bilebileceksiniz.
Temel seans dışında özellikle rahatsızlık hissedilen bir organ mevcutsa, ellerinizi o bölgenin üstüne koyarak ekstra Reiki verebilirsiniz. Bazı önemli hastalıkların ve rahatsızlıkların Reiki ile tedavisinde değişik pozisyonlar, spesifik uygulama tekniği ve farklı uygulama süreleri vardır ve bu konuda özel çalışma, araştırma ve derinleşmeyi gerektirir. Ancak Reiki’de yanlış yapmak ihtimali olmadığından en kötü ihtimalle özel uygulamanız sadece işe yaramayabilir, o kadar.
Reiki uygulaması sırasında ellerinizi yerleştirdiğiniz bölgelerde avuç içlerinizde çeşitli derecelerde ısınma hissedeceksiniz. Bu normaldir. Genellikle bu ısınmanın derecesi ilgili çakranın ihtiyaç duyduğu ve çektiği enerjiyle doğru orantılıdır. Nadir durumlarda hiç ısınma hissedilmemesi, başkasına uyguladığınızda sizin ısınma hissetmeniz ama uyguladığınız kişinin ısınma hissetmemesi veya tam tersi görülebilir. Bütün bu durumlar normaldir ve ısınma olsun ya da olmasın Reiki çalışmaktadır.
Ellerin Duruşu:
Ellerimiz bazı pozisyonlar dışında seans süresince parmaklar bitişik şekilde tutulur. Vücuda bastırılmadan rahatça yerleştirilir. Oturarak veya yatarak kollarımızın ve ellerimizi rahatsız hissetmeyeceğimiz ve yorulmayacağımız bir pozisyon almalıyız.

(http://img150.imageshack.us/img150/4035/kendimizereikiuygulamasyu8.jpg)

(http://www.reikilink.com/images/repoz1.gif)

Soru:Kendime Enerji uygulamayı ne sıklıkta yapmalıyım?
Kronik ve ilerlemiş bir hastalığımız olduğu için her boş kaldığımızda yapmamizda yarar vardır.Buda yıllarca kapanmış olan enerji meridyenlerinin açılması ve geçen zamanı telafi etmemiz için önemli.Özellikli haftada 3 gün diyaliz olduğu için vucut biolektirik dengesini bozacağından enerji ve nefes çalışmalarını daha sıkı ve disiplinli birşekilde çalışmamız gerekmekte,aksi takdirde birgün 5 10 dakika yapıp diğer gün yapmassak bir sonuc alinması çok zor.En az 1 saat hergun bir ilaç alır gibi calismak gerekiyor bence bu size çok görünmesin zaten zamanla vucudunuz rahatlayacağı için daha çok yapmak isteyebilirsiniz.Unutmayın bu uygulamalar için para vermeyeceksiniz çünkü herşey elinizin altında ne kadar yaparsanız sağlığınız için kardır.Zamanla süreleri siz kendiniz belirleyeceksiniz.çünkü elinizi koyduğunuz yer enerjiyi çekmeye başlayacaktır.Ancak işin başında sabırlı olmak gerek.Ayrıca nefes tekniklerini öğrenerek herzaman heryerde özellikle doğaya çıkınca yapmayı alışkanlık haline getirmelisiniz.Büyük gövdeli ağaçlarada gitmeyi ihmal etmeyin.
Reiki’nin temelinde kişinin kendine düzenli olarak yaptığı uygulama büyük önem taşımaktadır. Herhangi bir hastalık ya da rahatsızlığımız olsun ya da olmasın, düzenli uygulama bedenimize gerekli enerjinin sürekli olarak üst düzeyde tutulmasını, yorgunluklarımızın giderilmesini, uykunun düzenlenmesini ve sağlığımızın mükemmel düzeyde korunmasını sağlayacaktır. Düzenli uygulama fizik sağlığın yanısıra iç huzuru, çevreye uyum, tolerans ve stresten arınmayı da getirir. İç barışımızı, yaratıcılığımızı, sağduyumuzu, doğru karar verme yetimizi, zihin berraklığını ve sevgiyi arttırır.
Soru : Enerji çalışması için konstrasyon gerekirmi heryerde herzaman yapabilirmiyim ?
İlk zamanlar biraz zihninizi boşaltmanız iyi olabilir ancak zamanla sadece elinizi koymanız yetecektir,televizyon izlerken,kitap okurken,evde , otobuste , heryerde rahatlıkla yapabilirsiniz.Bu noktada önemli elinizi sabırla sabit tutup bekletmenizdir.Özellikle tv izlerken uzanirken kalbinizin üstüne , midenize böbreklerinize ensenize rahatlıkla koyabiliriniz.Zamanla en rahat pozisyonu vücudunuz söyleyecektir.
Ayrıca güzel havalarada bulduğunuz geniş gövdeli çınar , meşe gibi ağaclara sırtınızı dayayıp oturmanızı tavsiye ederim.( tabi böceklere dikkat : )

Soru : Nekadar süre uygulamalıyım ?
Öncelikle unutmamalıyız ki kronik bir hastalıkla uğraşıyoruz ve bedenimizden yıllar boyu
bir haber olarak yaşadık bu yüzden ,enerji meridyenlerinde oluşan tıkalı alanların
bir anda mucize gibi çözülmesi ve dolayısıyla hastalıkların düzelmesi beklenemez.
Bu yüzden yapacağımız uygulamaları düzenli aksatmadan ve sabırla sürdürmeliyiz.
Bu noktada belli bir süre veremem ancak en az her pozisyonda 5-10 dakika kalinmalidir.
Ayrıca enerji ve nefes uygulamaları alışkanlık haline getirilmeli her akla gelindikçe elinizi vücudumuza
koymalı bol bol nefes almalıyız.Bunun faydasının sağlığınız ,renginiz düzeldikçe sizde faydasını görecek daha
çok yapacaksınız.İşte önemli olan bir gün yaparım bir yapmam gibi bir mantıkla değil bu işi özümseyerek pozitif bir alışkanlik olarak
hayatınızın bir parçası haline getirmelisiniz.Bu ilk başlarda zor gelebilir ancak unutmamak gerekki bu teknikler
heryerde herzaman yoga v.s gibi ayrı bir hareket duruş gerektirmeden yapılabilir.Örneğin tv izlerken bile bir eliniz karnınızda,ensenize
v.s koyarak bu zamanı boşa geçirmemiş olursunuz.Sonuç olarak hergun düzenli yapmalısınız süreyi belirleyecek
olan yine siz olacaksınız.İlk zamanlar alışana kadar sıkılabilir yada işe yaramayacağına inanabilirsiniz.Bu noktada yılmadan devam edin derim
zamanla faydası vücudunuzda kendini gösterecektir.

Tam bir Reiki seansı 60 ila 90 dakika sürer. Tüm bedene ve hasta bölgeye enerji verilir. İlk kez uygulanıyorsa, üç gün üst üste uygulanması iyi olur. Kronik hastalıklar için daha sık ve yoğun Reiki uygulanır. Kaç seansta tam sonuç alınacağı, iyileşme sağlanıp sağlanamayacağı bilinemez, tıpkı tıp garanti vermediği gibi biz de veremeyiz. Bu bizim yönettiğimiz bir süreç değildir, bedenin enerjiye verdiği cevap önemlidir.alinti


Soru 10 :
Enerji uygulamasında neler olur dikkat edilmesi gerek şeyler nelerdir ? Yan etkisi olur mu ?

Direk olarak zarar verme ihtimaliniz yoktur ancak bizler gibi ilerlemiş hastalıklarda değişik etkiler ortaya çıkabilir.Çünkü özellikle böbrek kalple ilgili olduğu için tansiyon konusunda bazı değişimler ortaya çıkabilir,ancak bunlar geçici sabır ve çalışma ile enerji tıkanıklığının açılımı ile normale dönecektir.Ben kendi adıma bu şeyleri yaşadım zorluklarıda oldu ama sabırının sonunda tansiyonu dengelemeye başlıyorsunuz.Bu dönemde önemli olan bırakmamak.Ve tabiki herkesin böbrek yapısı farklı olacağından illakide kötü etkiler olacak diye korkmayın.Eğer idrariniz bol sıvı kısıtlaması yok ise bol sıvı alabilirsiniz.Çünkü enerji uyguladıkça vücuttaki tıkanıklar açıldıkça bu tip etkiler olabilir.

Bu noktada şeker hastalığınız varsa doz ayarlarını dikkat ediniz.

Alıntı:
ilk bir kaç gün içinde kendimizi sanki daha kötüymüşüz gibi hissetmemiz, sebepsiz moral bozukluğu yaşamamız çoğunlukla beklenebilir. Ayrıca mevcut bazı hastalık ve kronik rahatsızlıklarımızın bize verdiği sıkıntının arttığını da gözleyebiliriz. Ancak bu etkiler son derece normaldir ve Reiki’nin üstümüzde çalışmaya başladığının göstergesidir. Bu etkiler birkaç gün içinde geçer ve kendimizi süratle çok daha iyi hissetmeye başlarız. Bu etkilerin görülmemiş olması, Reiki’nin işe yaramadığı anlamına gelmez, aksine, bedenimizin bu yeni enerji akışına çok çabuk uyum sağladığını gösterir.
Bu 21 günlük ilk arınma döneminde bedenimizin dışa açılan her gözeneğinden sürekli bir toksin atışı gerçekleşir:
- Aşırı terleme
- Dışkı düzeninin bozulması, renginin değişmesi
- Sık aralıklarla ve bol idrar yapma, renk değişikliği
- Geğirme, yellenme
- Öksürme, balgam çıkarma, tükürük birikmesi
- Gerinme, esneme ihtiyacı, esnemeyle gelen gözyaşı...
Bunların hepsini ya da sadece birkaçını yaşayabileceğimiz gibi, önce de söylediğimiz gibi belki de hiç biriyle karşılaşmayacağız. Ancak görülmesi normal olan bu etkiler birkaç gün içinde başlar ve azalarak genelde bir hafta içinde normale döner. Bu noktada en önemli şey Reiki vermeyi aksatmamaktır.

alkol alınmaması, aşırı yağlı, baharatlı yemeklerden ve kırmızı etten kaçınılması, çay, kahve, şeker, sigara tüketiminde mümkün olduğunca azaltmaya gidilmesi, aşırı stres ortamından mümkün olduğunca uzak durulması Reiki'nin çok çabuk etkisini göstermesi açısından gereklidir.

Ayrıca şekeriniz varsa dozlarınızı takip edin,başka hastalıklarlada ilgili ilaçlarınızı kesmeden ,Bu dönemde özellikle alkol,ağır yağlı yiyecekler,sigara v.s ve özellikle sinir stresten kaçının
.Sinir stres ile vucudumuzu yeniden mahvedebiliriz,bu noktadada nefes teknikleriniz öğrenmeniz sinir stres aninda nefes almanız ve doğru nefes almayı alışkanlık haline getirmeniz gerekir.Bknz
: http://uzmantv.com/isyerindeki-stres-ici...anilabilir (http://uzmantv.com/isyerindeki-stres-ici...anilabilir)


Ayrıca çok sıkı olmasada böbreği yoracak şeyleri dengeli yiyin yani , diyalize giriyorum artik böbreklerim bitmiş diye et,süt , baklagilleri abartmayın , diyet ölçüsünde almanızı öneririm.Kesinlikle sigara içmeyin.Hem düzelmek isteyip hemde berbat birşeyle vücuduzu mahvetmeyin.

1-2 ayda hemen tahlillerinizde sonuç beklemeyin , belkide olabilir ama olmassada moralinizi bozup bırakmayın.Unutmayın ömürünüz boyunca bedeninizden bir haber yaşadınız ilerlemiş kronik bir hastalıkta hemen sonuç almak beklenemez.

Ultrason ile böbrek boyutlarınızı ve paramkin kalınlığını incelettirin ,3-5 ay sonra takip ettirin.
Diyalize giriyorsanız özellikle hemodiyaliz böbrekler ve enerji meridyenleri üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor.İşiniz zor olacaktır,size tamamiyle kesindir diyerek umut vermek istemem,dediğim gibi bu ağır bir hastalık sizin çalışmanıza ve sabrınıza bağlı herkesin yapabileği birşeyken herkes bu kadar sabırlı olamiyor ben çok kişiye söyledim çoğu kişi inanmadılar,inanlarda ben yapamam zamanım yok dediler,bu işte inanç olmassa sabır ve çalışmada olmuyor malesef..Eğer insan sağlığını düzeltecek en azından mevcut durumunuz koruyacak birşey için zamanını ayıramıyorsanız yapacak birşe yok.Yalnızca organ nakli beklemeye devam....
İşte herşey seçim meselesi zaten arayış içerisinde olan insanlar araştırıp en doğru yolu bulacaktır...Kolay birşey yok çabalamadan elde edilen şeyde değerli olmaz bence..



Enerjinin çok daha etkili kullanip şifayi sağlayabilmek için ayrıca yapılması gerekenler.


* Kesinlikle mevcut ilaç ve tedavilerinizi birakmayın doktorların önerilerine harfi harfine uyun.


1- Kesiniikle ilk başta hastalığı oluşturan zihinsel sebebi bulmak lazım,yoğun stres ,sinir v.s tekrarlaması için eski bakış açılarını değiştirmek ve sürekli olumlamalar yapmak gerekiyor.Aksi takdirde ne kadar çok çalışsakta , kısa sürede yaşayağımız ağır bir stres tekrar aynı noktaya gelmemizi sağlayabilir.Öyleki insanın kendinisin mahvetmesi bir an, düzeltmesi aylarca sürebilir.Yani diyeceğim en önemli temel şey STRES ve SİNİR’in hayatımızda çıkarılması minumum düzeye indirgenmesidir.


“İnsanları üzen eşya ve hadiseler değil, onlar hakkında sahip olduğu düşüncelerdir.” Epiktetos


konuyla ilgili bknz : http://www.turgayreiki.com/forum/sho...nsel+sebebleri (http://www.turgayreiki.com/forum/sho...nsel+sebebleri)

Reiki ve hastalığın anlamı http://www.turgayreiki.com/forum/sho...3600#post63600 (http://www.turgayreiki.com/forum/sho...3600#post63600)

Kanser ve reiki : http://www.derki.com/sayfalar9/kanserreiki.html (http://www.derki.com/sayfalar9/kanserreiki.html)


Konuyla ilgili olarak,nlp,eft gibi tekniklerden yararlanabilirsiniz.Ayrıca Reiki 2 aşamada yapılan bilinçaltı tekniklerinin de büyük faydası olacağını düşünüyorum.Bu noktada geçmişte bastırdığımız öfke duyduğumuz olayların ve insanların bir an önce zihnimizden atılması ve yeni düşünce kalıplarının zihne yerleştirlmesi oldukça önemlidir.

Kendi deneyimime gelirsem aylarca çalışıp bedenimi iyi bir hale getirip tıkanıkları açmama rağmen,kısa sürede yaşadığım sinir ve stres hali bedenimde çok ağır tıkanmalar yaratmıştır.Özellikle negatif insanlar yaptığım tartışmalar,ilerdeğim yolda moralimi bozmuş sinirlerimi harap ederek bedenimde enerji tıkanmaları yaratmıştı.Bu etki öyle güçlü ki bir anda bedenimi zehirlemiş,kasılmasını sağlayarak enerji yollarını kapatmıştı.

Yine şimdi anlıyorum ki bu olayların olmasıda yaşamındaki yaptığım hataları ve bir insanın kendi kendini nasıl mahvedebileceğini görmemi sağlamıştır.Halada o tıkanmaları açmaya çalışıyor,insanlara ve olaylara bakış açımı değiştirmeye çalışıyorum.Yani diyeceğim o ki kronik bir hastalığın şifa sürecindeki,en temel nokta stres ve sinirin kesinlikle bedenden uzaklaştırmasıdır.Bununda çözülmesi için tabiki nefes ve enerji teknikleri bedeni temizleyerek bize çok yardımcı olacaktır.

Konuyla ilgili Osho’nun zihin ve beden ilişkisi kitabınada bakabilirsiniz.
Ayrica bknz http://www.stressandyoga.com/stres1.htm (http://www.stressandyoga.com/stres1.htm)
Nil gün gibi yazarların kitaplarını okuyabilirsiniz., http://www.kuraldisi.com/enerjinizi_nasi...693_29.htm (http://www.kuraldisi.com/enerjinizi_nasi...693_29.htm)




* Kararlı olun günlük en az 1 saat enerji uygulamalı ve hergun düzenli yapmalısınız hemen bir sonuç beklemeyin yillardir süren vucut sorunlarını bir anda hiçbirşey silemez .sabırlı ve kararlı olmalısınız.Enerjiyi ve nefesi alışkanlık haline getirin.Bunun için ayrı bir efor sarfetmenize gerek yok.Hergün otururken dahi elinizi vücüdunuza koyup bir yandanda tv bile izleyebilirsiniz.Ayrıca bir konstrasyona gerek yoktur.Önemli olan eli uzun süre vucutta tutmaktır.Zamanla siz kendiniz en doğrusunu bulacaksınız.Vucüdunuzun sesini dinleyin.


* Özellikle kulak ve böbrek bölgesinde fazladan calisin bknz : 2-6-7 ve bir el böbreğin arkasında diğer el önünde tost pozisyonunda calisin.Elinizi uzun süre tutun, süreyi siz belirleyin.Zaman zaman elinizi kalp bölgesinden aşağıya doğru tarayarak çok yavaşca okşar gibi gezdirin.
Reiki yi düzenli,aksatmadan uygulayın.bol bol kendi kendine el ile tarama yapilabilirsiniz.Özellikle hastalık iç organlarda ise kalp bölgesinden aşağıya doğru çok yavaşca elinizi tarayın.Bu tıkanıklığın açılmasında gerçekten etkili oluyor.
Ayrıca sorunlu bölgede fazladan durulanabilinir.Özellikle kronik hastalıklarda enerji tıkanıkları yoğun olduğundan el pozisyonlarında daha uzun süre durmakta yarar var.Bunuda alışkanlık haline getirerek televizyon izlerken elinizi herhangi rahat bir pozisyonda rahatca tutabilirsiniz.

Ayrıca yine çift el tost pozisyonu şeklinde bir el vücudun önünde diğeri arkada olarak bekletebilirsiniz.Sorunlu bölge
üzerinde daha yoğun bir etki bırakacaktır.

Alinti:
Tam bir Reiki seansı 60 ila 90 dakika sürer. Tüm bedene ve hasta bölgeye enerji verilir. İlk kez uygulanıyorsa, üç gün üst üste uygulanması iyi olur. Kronik hastalıklar için daha sık ve yoğun Reiki uygulanır. Kaç seansta tam sonuç alınacağı, iyileşme sağlanıp sağlanamayacağı bilinemez, tıpkı tıp garanti vermediği gibi biz de veremeyiz. Bu bizim yönettiğimiz bir süreç değildir, bedenin enerjiye verdiği cevap önemlidir.


Bu süre 5 dakikadan başlayarak uzayabilir çünkü hastalık kroniktir ve uzun süreli olarak vücudumuzda birikmiştir.


Zaten zamanla enerji meridyenlerimizi temizleyerek bedensel farkındalığımız artıkça bedenimiz bize hangi bölgenin ne kadar çok enerjiye ihtiyacı olduğunu kendisi söylecektir.

Bu noktada kişiler enerjiyi hissetme konusunda kendi farkındalıkları düşük,bedenleri tıkanmaların yoğun olduğundan hissetmeleri uzun zaman alabilir.Örneğin ben 2-3 ay hiçbirşey hissetmemiştim,ancak kararlı olup enerjiyi bir alışkanlık haline getirince sonunda sadece ısı olarak hissetmekle kalmayıp enerji akışını net olarak vücudumda titreşim ve akış olarak hissetmeye başladım.

Önemli olan düzenli ve sürekli yapmaktır , yani birgün yaparım birgün yapmam gibi bir mantıkla ilerlemiş hastalıklarla mücade etmek pek mümkün gözükmüyor,buda öyle çok zorlamadan televizyon izlerken , kitap okurken eli pozisyonlar üzerine koyarak basitçe uygulayabilir. konuyla iliglil olarak bknz
http://www.reikilink.com/reteknik.htm (http://www.reikilink.com/reteknik.htm)




* Doğadan ve ağaçlardan yararlanin bknz : http://www.gencdiyaliz.com/forum/showthread.php?tid=803 (http://www.gencdiyaliz.com/forum/showthread.php?tid=803) mutlaka hergün doğaya bir ağacın cevresine gitmeye çalışın.Ağaçlardaki güç okadar muhteşemdir ki , zamanla bu hikmete daha çok saygı duyacaksınız.Amacımız doğaya dönmek doğal olan enerji seviyemizi normal hale getirmektir.


Alıntı:
Doğal enerjiler, beden tarafından kolayca özümsenir ve dönüştürülür. Bireyi sağlığına kavuşturma açısından bilinen bir yöntem, onu hava değişimi için deniz kenarına yollamaktır. Deniz ortamı, yaşamın dört temel elementine sahiptir. Güneşten ateş, deniz rüzgârlarından hava, denizin kendisinden su ve kuşkusuz toprak. Bireyin bedeni bu temel elementleri almaya ve şifa veren enerjilerle tüm fiziksel enerji sistemini güçlendirmeye uygundur. Bu dört element ile iletişim, bireyin dengesini yeniden kazanmasını sağlar.
Doğa ile birlikte olmak auralanmızı arındırır ve dengeler. Bir ağacı kucaklamanın sağlık açısından iyi bir alışkanlık olduğunda büyük bir gerçeklik payı vardır. Ağaçlar dinamik enerji alanlarına sahiptirler ve insanların enerji alanları ile dinamik etkileşimde bulunurlar. Her ağacın, her insan gibi kendine özgü frekansı vardır. Bu nedenle değişik ağaçlar, değişik etkiler için kucaklanabilirler. Bir söğüt ağacının altında 5-10 dakika oturmak baş ağrılarına iyi gelecektir. Çam ağaçları, insan enerjisini temizleyici bir etkileşim yaratırlar. İnsan enerji alanlarından negatif duygulan, özellikle suçluluk duygularını emer ve dengelerler. (Çam ağacı bu işlemden zarar görmez, negatif enerjileri alırken, bunları âdeta gübre diye kullanır.)



* Nefes Tekniklerini öğrenin geliştirin bunun çok önemli ve bilimsel olarak kanıtlanmış bir yöntem oldupunu unutmayın araştırın.
http://www.reikilink.com/nefes.htm (http://www.reikilink.com/nefes.htm)

(http://www.ctp.bilkent.edu.tr/~ayfer/yoga/solunu7.jpg)

Nefes teknigiyle öncelikli olarak nefesi diyaframa indirip aşagıdan nefes almaktır,ayrıca doğru nefesi alışkanlık haline getirmek lazım.Gerçekten tıkali bölgelerin açılmasında enerji ile beraber çok güçlü bir etki oluyor.Konuyla ilgili olarak buraya bakabilirsiniz.
http://www.uzmantv.com/konu/dogru-nefes-almayi-ogrenin (http://www.uzmantv.com/konu/dogru-nefes-almayi-ogrenin)

Ara sıra yapılan nefes egzersizi de doğru nefes alıp vermemize yardımcı olacaktır. Basit, fakat faydalı bir nefes egzersizinin adımları şöyledir:

1. Burnunuzdan yavaş bir şekilde ama alabildiğinizce çok nefes alın.
2. Sonra yine yavaş bir şekilde ağzınızdan verin.
3. (1) ve (2)'yi bir kere daha tekrarlayın.
4. Şimdi de burnunuzdan nefes almaya başlarken ağır ağır dörde kadar sayın.
5. Nefesi vermeye başlarken de altıya kadar sayın.
6. Nefes vermeyi, nefes almaktan daha yavaş yaptığınızdan emin olun.
7. Nefes verirken kaslarınızın rahatladığını ve gevşediğini hissedin.
8. Bu nefes egzersizini gerildiğiniz veya bunaldığınız herhangi bir yerde ve zamanda yapabilirsiniz.
9. Günde en az 40 kere derin nefes alıp verin.

Eğer sigarayı yakın bir zamanda bırakmışsanız, derin nefes alıp vermek oksijen alım miktarını yükselterek sigaranın zararlı etkilerini kısa zamanda azaltacaktır.





Amaç nefesin akciğerlerden diyafram nefesiyel alt bölgeye ve bütün organlara doğru gitmesini sağlamaktır.



* Nlp ve yoga gibi zihinsel öğretileri araştırın bknz http://www.maharishi.org.tr/maharishi/ma...index.html (http://www.maharishi.org.tr/maharishi/ma...index.html)
http://www.stressandyoga.com/Yogaistatistik.htm (http://www.stressandyoga.com/Yogaistatistik.htm)

* Hastaliklari olusturan zihinsel ve cevresöl faktörler değiştirmeye calisin.Bu özellikle önemli
çünkü hem hastalıkla mücadele edip hemde stres,sinir yaşarsanız yine aynı noktaya dönebilirsiniz.Şahsen ben kendi adıma enerji tıkaniklarını açmışken tekrar sinir stres içine girip kendimi mahvettim.2-3 günlük sinirin etkisini enerji gibi güçlü birşey bile olsa düzeltmesi aylar alabiliyor.


El ile Kulak bölgesine parmak ile el akapunkturu yapabilirsiniz.
Aslında reiki 2.pozisyonda bu etki mümkün ama yine farklı bir etkisi oluyor.Deneyerek uygulayın derim.

Refleksoloji olarak geçen bu uygulamalarda şu şekilde:
Kulaktaki her bölge vücuttaki eş organa denk gelmektedir.İğnesiz de olsa parmakla kulağa bastırmak gerçekten etki ediyor.Sizde deneyebilirsiniz.Konuyla ilgili bknz http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=79228 (http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=79228)

(http://www.bildirgec.org/imaj/webci/image002-2.jpg)

* Akupressur, Akupunktur tedavisinde uygulanan diğer bir metodudur ve
noktalara parmak veya buna benzer herhangi bir şekildeki tazyikle yapılan mesajdır.
Vücudunuz ağrıdığında tek yapacağınız şey, kulaklarınıza masaj yapmaktır.
Kulağınızı baş ve işaret parmaklarınızın arasına alarak kulak kepçesinden başlayarak,
masaj yapın. İlk anda bazı noktalar acıyacaktır ( bunlar bedendeki
ağrıyan bölgelerin kulaktaki refleks noktalarıdır),
ama kısa bir süre sonra bu ağrılar kaybolacaktır.
2 -3 dakika bu masajı yapmanız yeterli olacaktır,
isterseniz bu süreyi uzatabilirsiniz de.
Zaten masajın sonuna doğru bedeninize bir sıcaklığın yayıldığını ve ağrılarınızın azaldığını hissedeceksiniz.
Hiç bir yan etkisi olmayan bu uygulamayı her zaman her yerde kendinize ve ağrısı olan yakınlarınıza uygulayabilirsiniz.
Önemli olan kulağın her noktasına dokunmanızdır. Kulağınız size hemen yanıt verecektir. Zira kulaklar bedeni hisseder, görür ve duyar



* Düzenli uyku sağlıklı beslenmeye diyetinize dikkat edin.Özellikle böbreği karaciğeri yoracak kola , kahve aburcubur , yapay gıdalarlardan uzak durun.Böbreği yoracak et süt baklagiller gibi ürünleri yerken daha dikkat edin.



*Eğer Eğer sıvı kısıtlamanız yoksa bol su için , varsada cok az artırma yapabilirsiniz,yinede kendi doktorunuz kendiniz olun.

*Size destek olması için ailenizden birileride bu işleri öğrenirse daha hızlı yol alırsınız.Kronik bir hastalıkla uğraşmak zordur ancak imkansız değildir.

*Hergün kendinize olumlama yapın,hastalığın düzeleceğini imgeleyin iyileşmeye kalbinizle inanın,icinizden hergun iyi olacağınızı tekrarlayın,unutmayın insanin kendi potansiyeli yanında hastalıklar çok basit kalabilir.
Bknz : http://www.hipnoterapi.com/yimgelem.htm (http://www.hipnoterapi.com/yimgelem.htm)


Nil gün gibi yazarların kitaplarını okuyun, http://www.kuraldisi.com/enerjinizi_nasi...693_29.htm (http://www.kuraldisi.com/enerjinizi_nasi...693_29.htm)



* Kesinlikle sigarayı bırakmalısınız hem düzelmek isteyip hemde sigara içmek mantıksızdır eğer bırakımıyorsanız işiniz gerçekten zor,ama öyle ki enerji çalışmalarını düzenli yaparsanız sigarayı bırakma konusundada hayatınızda birşeyler değişeceğini düşünüyorum,kanıtlanmış örneklerini webde arayabirsiniz.Özellikle sigara enerji meridyenleri üzerinde ağır tahribatlar yapmaktadır.


*Müzik : ) Doğa sesleri ve şifa için hazırlanmış müzikleri özellikle tavsiye ederim,doğayada bakarsanız herşeyin insanın iyileşmesi ve iyi hissetmesi için tasarlanmış olduğunu görebiliriz,bu yüzdendir ki yine bir enerji olan müzik bedenimiz üzerinde pozitif etkileri gözardı edilmemelidir.Konuyla ilgili olarak geleneksel türk şifa müzikleri sitesine bakabilirsiniz. http://www.tumata.com/muzikletedavi.html (http://www.tumata.com/muzikletedavi.html)
Reiki ve meditasyon müziklerinide ve Nature Sound Therapy http://www.download.com/Natura-Sound...html?tag=mncol (http://www.download.com/Natura-Sound...html?tag=mncol)
ayrica konuyla ilgili bknz : adli programı tavsiye ederim. http://www.indigodergisi.com/muziklesifa_02.htm (http://www.indigodergisi.com/muziklesifa_02.htm)



* Ve en önemlisi stresten olumsuz düşünce ve insanlardan uzak durun...


Tabiki bütün bunlara inanmak,denemek kişiye kalmış ben sadece artik dünyada ve kısmen ülkemizdeki doktorlar tarafından taninan enerji sistemini tekrar gündeminize taşımak sizlere yeni bir düşünce biçimini paylaşmak istedim.Bizlerde hala ögreniyor arastiriyoruz.Gerçekten biyoenerji ve nefes teknikleri kişinin kendi kendine yapabileceğindan diğer calismalardan daha farkli.İnsan doğru nefes alarak veya kendi enerjisini kullanmayı ögrenerek birsey kaybedecegini inanmıyorum.Zaten yıllarca bedeninize kötü davrandınız artık onu hissetmeye duymaya başlayın....Burada yapılan şey zaten kendi iyileşme potansiyelimizi uyandırmaktır.


Kişiyi kurtaracak olan kendisidir ve hersey inanmakla başlar..Bu noktada tabiki hastalıkla yaşamayı ögreneceksiniz, ama pozitif düsünce ve meditasyon teknikleri sizi daha iyi hale getirecektir. inancinizi ve umudunuzuda asla kaybetmeyin derim.

Anlatmak istediğim özellikle insanın kendi sinir sisteminin kendi bedenine neler yapabileceği ve bunu anlamaya yönelikti,genetik kodlanmiş bile olsa hastalığı tetikleyen etmenler yaşam biçimi,stres v.s enerji beden ve hastalık ilişkisini anlamak.Ve çözüm sağlamak olacaktır.

Yillar önce modern tıp akupunkturuda inanmamaktaydi, ancak bilimsel yaklaşımla bugun onay verilmiştir.
İnsanın hastalanması kolay kendini düzeltmesi daha zordur ancak iyileşme sürecinde doğru nefes alımının etkisi yadsınamaz.Bu noktada hastalığı tedavi etmek bir yana mevcut durumunuz korusanız bu bile önemli,ama mutlaka sabırla çok daha güzel şeyler olacaktır..

Çare sizsiniz ,herşey sizde gizli yeterki şu mantığınızın zırıltılı seslerini kısıp kalbinizin sesini dinlemeye başlayın.Benim dediklerime değil kendi iç sesinize,bedeninizin mükkemel çalışan sistemine inanın.

Unutmayın bir insanı ancak kendi kurtarabilir diğer herşey yardımcıdır.Tabiki Allah'ın izniyle........
Benden şimdilik bu kadar konuyla ilgili kafanıza takılan başka birşey olursa çekinmeden sorun bir ilerleme kaydederseniz de bizlerle paylaşın Smile

Yani hersey biryana yapacağiniz şey daha iyi nefes almak ve elinizi vucudunuza koymak : )
Eğer çok zor geliyorsa hic ugrasmayin : )
Başka sorunuz kafanıza takılan şey olursada lütfen çekinmeden sorun ama öncelikle hazırcı değil araştırmayı kendinize yol edinin,böylelikle kısa sürede bu konularda ilerler kendi doktorunuz kendiniz olursunuz.Benim burada söylediklerim sadece size bir yol ve yöntem olsun.
sevgilerimle
fantastic : )


Önemli not : burda anlatıklarım kendi kişisel deneyimlerim ve araştırmalarıma dayalıdır,kesinlikle doktor tavsiye yerine geçmez.Özellikle kronik hastalar için anlatılmıştır:.Organ nakli olmuş hastalara yönelik değildir..


 Kaynak gencdiyaliz.com ulaşmak için tıklayın. (http://www.gencdiyaliz.com/forum/showthread.php?tid=2166)